HERKES İÇİN SİYER - 1. BÖLÜM (NİÇİN VE NASIL SİYER?)
Bismillahirrahmanirrahim.
* Eskiden ulema bir musibet ile karşılaştıkları zaman ya Buhari Şerif’i ya da Şifa-i Şerif’i (Kadı İyaz)
okuturlarmış, yani Allah resulünü okuturlarmış.
* Salihlerin anıldığı yere rahmet, bereket yağar; Peygamber efendimizi anmak gerek.
* Hayatü’s Sahabe’yi okumak, tanımak gerek.
* Siyerin ruhunda Peygamber Efendimizin kâmilen bir şahsiyeti var ve o şahsiyet içerisinde aslında biz
varız. Siyer her ne kadar bir insanın hayatı olsa da bütün bir beşeriyetin hayatıdır çünkü Efendimiz
tüm beşeriyet için bir örnek teşkil eder. Tüm insanlık için adeta fabrika ayarı niteliğindedir.
* Bakara Suresi, Kur'an'ın muttakiler için hidayet kaynağı olduğunu ve muttakilerin ancak insanlığa
hidayet kaynağı olarak çevirebileceğini anlatır. Yani bizim muttaki olma sorumluluğumuz var ve
Ramazan bunun için geliyor, amacı takva.
* Ahzab Suresi’nin 21. Ayeti gereği (üsvetün hasene) siyeri öğrenmek gerek.
* Siyeri öğrenirken yapmamız gerekenler:
1. Hz. Peygamberin hayatını bilmeye çalışmak
2. Anlamaya çalışmak
3. Kavramaya (içselleştirmeye) çalışmak
4. Yoğrulmaya (kalıba girme) çalışmak
5. Yaşamak (Yaşamazsak ilk dördünün anlamı yoktur.)
* Rivayet ile birlikte riayet de olacak, tebliğ ile birlikte temsil de olacak, sözle birlikte hal de olacak!
* Peygamber Efendimizden temelde üç şey öğreneceğiz: tevhid, vahiy, menhec (usul).
* Peygamber Efendimiz Kur'an okumada insanlara örnek olarak İbn Mesud’u göstermiştir çünkü onun
okuyuşu Cebrail’in Peygambere Kuran’ı nazil edişi gibi, Cebrail okuyuşu tazeliğindedir.
* Bugün Mekke'de ne Darü’l Erkam ne de Daru'n-Nedve var ama bunların misyonları hala devam
ediyor. Bu zamanda bize düşen evimizin bunlardan hangisine benzediğini, hayatımızın,
misyonumuzun hangi boşluğu doldurduğunu düşünmek.
* Abdullah İbn Ömer, eşini mescide göndermek istemeyen oğlu Bilal'e aynı şeyi zamanında
kendilerinin de yaptığını ancak Allah Resulü’nün hanımları mescitten alıkoymayın sözüne riayet
ettiklerini söylemiştir. Bunun üzerine Bilal “Ama baba, bana göre...” gibi bir girişle cevap vermeye
kalkışınca Abdullah İbn Ömer “Ben sana peygamberin sözünü söylüyorum, sen bana ne diyorsun!”
diyerek sinirlenmiş ve ölünceye kadar oğlu ile konuşmamıştır.
* Hayatta daraldığımız, sıkıldığımız zamanlarda siyere ve sünnete sarılmalıyız. Hz Ömer Ridde
olaylarını sünnetle aştı. Kerbela'da Harre vakaları sünnetle aşıldı. Moğollar zamanı yine sünnetle
aşıldı. Selahattin Eyyubi Kudüs'ü Siyer-i Nebi, sahabe ruhu ile aldı.
2
* Efendimizi öğreneceğimiz asli kaynak Kur'an'dır. Kur'an en büyük siyer kitabıdır. Bize temelde üç
şeyi anlatır:
1. Allah Resulü’nün değerini ve kıymetini
2. Allah Resulü'nün görev ve vazifelerini
3. Allah Resulü'nün yetki ve sınırlarını
Bunlar bizim için birer mihenktir. Kur'an dışında okunacak kaynaklar bu mihenklere göre
değerlendirilir.
* Tali kaynak olarak hadis kitaplarına ve diğer kitaplara başvurabiliriz.
* Abdullah İbn Mesud, Efendimiz mescitte dinlenirken başucuna gelip saçlarındaki beyazları saymıştır.
Hicret'in ilk günlerinde Allah Resulü'nün saçlarında 13-14 tane ak varmış. Bu tür ayrıntılar bile sahip
olduğumuz kaynaklarda var. O aklar “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” emri ile düşmüştür.
Peygamber Efendimiz “Beni Hud Suresi ve onun kardeşleri yaşlandırdı.” demiştir.
* Hz. Aişe'nin meraklı yapısı ve merak ettiklerini Efendimize sorması sayesinde bugün birçok konuda
bilgi sahibiyiz. Sahabe efendimizi rahatsız etmemek için çok soru soramazlarmış ve dışarıdan
Medine'ye bir bedevi geldiği zaman onun soru sorması ile elde edecekleri bilgiye çok sevinirlermiş.
Çünkü Allah Resulü’nden gelecek bilgiler onlar için heyecan uyandırıyor, gündem oluşturuyor ve
insanlar Peygamber iklimine dâhil oluyordu. Bugün bizim kaybettiğimiz şey o belki de.
* Mikdad bin Amr, keşke Resulullah'ın zamanında yaşasaydık gibi serzenişte bulunanlara “Halinize
sevinin ki iman üzeresiniz. Biz nicelerini gördük, onlar Resulullah'ı gördüler, evleri Kabe'nin
karşısındaydı, kimileri Resulullah ile akraba idiler, O’nunla nice olaylara şahit olmuşlardı ama
imansızlık üzere devrilip gittiler. Siz onları görseydiniz heybetlerinden dolayı adam zannederdiniz, her
birisi birer hurma ağacı gibiydi ama imansızlık ile devrilip gittiler.” diyerek karşılık vermiştir. Mesele
keşke demek yerine ashabın oluşturduğu kaliteye uygun bir biçimde iman ve hayat ortaya koymaktır.
Biz bunun için çabalamalıyız.
Not: Neden ve Nasıl Siyer Öğrenmeliyiz? kitabını okuyarak siyer öğrenmeye başlayabiliriz.