Es-subhu bedâ



الصُّبْحُ بدَا مِنْ طَلْعَتِهِ     والليلُ دجا من وفرتهِ

فاقَ الرُّسلا فضلاً وعلا     أَهْدَى السُّبُلاَ لِدَلالَتِهِ 

كَنْزُ الْكَرَمِ مُوْلِي النِّعَمِ     هادي الأممِ لشريعتهِ 

أذكى النسبِ أعلى الحسبِ     كُلُّ العَرَبِ في خِدمَتِه 

سَعَتِ الشَّجَرُ نَطَقَ الحَجَرُ     شُقّ القَمَرُ بِإِشَارتِهِ 

جِبْرِيلُ أَتَى لَيْلَة َ أَسْرَى     والرَّبُ دعاهُ لحضرتهِ 

نالَ الشَّرَفَا والله عَفَا     عما سلفا من أمتهِ 

فمحمدنا هوَ سيدنا     فالعِزُّ لَنا لإِجَابتِهِ



Es-subhu bedâ min tal'atihî
Ve'l-leylü decâ miv-vefratihî
Fe egar-Rusulâ fazlev-ve ulâ
Ehdes-subülâ li-delâletihî

Kenzül-kerami mevlen-niami
Hâdil-ümemi li-şeriatihî
Ezken-nesebi a'lel-hasebi
Küllü'l-arabi fi-hizmetihî

Sâatiş-şeceru natakal haceru
Şakka'l kameru bi-işâretihâ
Cibril-ü etâ leylete-esrâ
Ve'r-Rabbü deâ li-hazratihî

Nâleş-şerefâ vallâhü afâ
Ammâ selafâ min ümmetihî
Fe Muhammedünâ hüve Seyyidünâ
Fe'l-izzü lenâ li-icabetihî 

Abdullah İbn-i Revâha (r.a)

Türkçe Mânâsı:

Sabah nurunu O’nun çehresinden aldı 
Gece ise karanlığını O’nun siyah saçlarından aldı 
O fazilet ve ulviyeti ile bütün resullerden üstün oldu 
Hidayete erenler yolunu O’nun delaleti ile buldu

Cömertlik hazinesi o hazineden ihsan edendi
Toplumları dinine ve hidayetine erdirdi 
Soyu çok temiz, şerefi pek yücedir 
Bütün Araplar O’nun hizmetindedir. 

Ağaçlar huzurunda koştu, taşlar dile gelip konuştu 
O’nun (mucizevi) işareti ile ay ikiye yarıldı 
İsra gecesi Cebrail (a.s.) O’na geldi. 
Ve Rabbi O’nu huzuruna davet etti 

O büyük rütbelere nail oldu. 
Allah (c.c.) da O’nun ümmetini affeti 
Bizim Muhammedimiz (s.a.v) ki O bizim efendimizdir. 
O’nu kabul ettiğimiz için şeref bize aittir.
Devamını Oku »

Miraç Gecesi (Kandili)

                        Mümin'in şerefi, gece namazına kalkmaktır!
Cibril (as), Peygamber Efendimiz'e gelerek şöyle dedi: "Ey Muhammed! Dilediğin kadar yaşa, nihayet öleceksin. İstediğini yap, neticede onun karşılığını mutlaka göreceksin. Dilediğini sev, bir gün ondan ayrılacaksın. Şunu iyi bil ki mü'minin şerefi, gece namazına kalkmaktır. İzzeti ise, insanlardan istememektir." (Taberani-2269)

MİRAÇ GECESİ İLE İLGİLİ HADİS1⃣

Şerîk ibnu Abdillah şöyle demiştir: Ben Enes ibn Mâlik (r.anh)'ten işittim, o, Rasûlullah (s.a.v.)'ın Ka'be mescidinden geceleyin yürütüldüğü geceyi şöyle söylüyordu: 
Kendisine o hususta vahy edilmeden evvel Rasûlullah el-Mescidu'l-Harâm'da uyurken yanına üç nefer melek geldi. 
Onların birincisi: — (Yatmakta olan üç kişinin) hangisi O'dur (yânî Muhammed'dir)? diye sordu [Peygamber'in orada amcası Hamza ve amcasının oğlu Ca'fer ibn Ebî Tâlib'le beraber yatmakta olduğu rivayet edilmiştir]. 
Diğeri: — Onların ortasındakidir, O onların hayırlısıdır, dedi. 
O üç neferin sonuncusu da: — (Semâya çıkarılmak için) üç kişinin hayırlısını alın! dedi. 
Vâki' olan bu kıssa bu gecede oldu (bu gecede başka şey vâki' olmadı). Peygamber o üç kişiyi bundan sonra görmedi. Nihayet onlar diğer bir gecede Peygamberdin gözü uyur ve kalbi görür hâlde iken, O'nun yanına geldiler. Peygamber'in kalbi uyumuyordu. Bütün peygamberlerde böyledir; onların gözleri uyur da kalbleri uyumaz. Bu gelen üç kişi Peygamber'le kelâm etmediler, nihayet O'nu taşıdılar ve Zemzem Kuyusu'nun yanma koydular.

MİRAÇ GECESİ İLE İLGİLİ HADİS2⃣

O üç kişiden Muhammed'in işini Cibrîl üzerine aldı. Cibril, O'nun göğsü ile gerdanı arasını yardı. Nihayet göğsünü ve içini yarmayı bitirince, Cibrîl kendi eliyle Zemzem Suyu'ndan alıp orayı yıkadı ve içini tertemiz yaptı. Sonra Peygamber'in yanına altından bir leğen getirildi, onun içinde de yine altından yapılmış su içecek bir kap daha vardı. Bu leğenin içi îmân ve hikmetle doldurulmuştu. Cibrîl bununla Peygamber'in göğsünü ve boğazının içindeki etleri, yânî boğazındaki damarları doldurdu. Sonra göğsünü kapattı. Sonra O'nu dünyâ semâsına çıkardı. Onun kapılarından bir kapıya vurdu. 
Semâ ahâlîsi ona: — Kimdir o? dediler.
— Ben Cibril'im, dedi. 
Semâ ehli: — Beraberindeki kimdir? dediler. 
Cibrîl: — Berâberimdeki Muhammed'dir, dedi. 
İçerideki sorucu: — O'na dâvet gönderilmiş midir? dedi.
Cibrîl: — Evet gönderilmiştir, dedi. 
İçeridekiler: — O'na merhaba ve ehlen! dediler, akabinde semâ ehli Muhammed'i bu da'vetinden dolayı müjdeliyorlardı.
Semâ ehli Allah'ın O'nunla Yer hakkında ne yapmak istediğini Cibrîl diliyle onlara bildirinceye kadar bilmiyorlardı.
Dünyâ semâsında Âdem'i buldu. 
Cibrîl, Peygambere: — Bu, baban Âdem'dir, ona selâm ver, dedi. 
Peygamber, Âdem'e selâm verdi, 
Âdem de selâmını alıp mukaabele etti ve: — Merhaba ve ehlen benim oğlum, Sen ne iyi oğulsun! dedi.
Bir de Peygamber dünyâ semâsında devamlı akmakta olan iki nehirle karşılaştı da: — Bu iki nehir nedir yâ Cibrîl? dedi.

MİRAÇ GECESİ İLE İLGİLİ HADİS3⃣
                         
Cibrîl: — Bu ikisi Nîl ile Furat'ın asıllarıdırlar, dedi.
Sonra Peygamberi dünyâ semâsında yürüttü. Bu arada Peygamber diğer bir nehirle karşılaştı ki, onun üzerinde inciden ve zeberced-den yapılmış bir saray vardı. Eliyle nehrin suyuna vurdu, bir de gördü ki, o, en iyi cins misktir.
Cibril'e: — Bu nedir yâ Cibrîl? diye sordu. 
Cibrîl: — Bu, Rabb'inin Sen'in için hazırlamış olduğu Kevser'dir, dedi. 
Bundan sonra Cibrîl O'nu ikinci semâya yükseltti. 
Orada da melekler ona, birinci semâdaki meleklerin sordukları gibi: — Bu kimdir? dediler. 
Cibrîl: — Ben Cibril'im! dedi.
— Beraberindeki kimdir? dediler.
— Muhammed'dir, dedi.
— O'na da'vet gönderilmiş midir? dediler.
— Evet gönderilmiştir, dedi.
— O'na merhaba ve ehlen! dediler.
Bundan sonra Cibrîl, O'nu üçüncü semâya yükseltti. Oradakiler de ona birinci ve ikinci semâdaki meleklerin söyledikleri gibi sorup, ceyâb aldılar. Bundan sonra Cibrîl, O'nu dördüncü semâya yükseltti. Oradaki melekler de ona önceki semâlardaki meleklerin sordukları gibi sorup cevâb aldılar. Bundan sonra Cibrîl O'nu beşinci semâya yükseltti. Oradaki melekler de ona, önceki semâlardaki meleklerin sordukları gibi sorup cevâb aldılar. Bundan sonra Cibrîl, O'nu altıncı semâya yükseltti. Oradaki melekler de ona daha öncekilerin dedikleri sözler gibi söylediler. Bundan sonra Cibrîl O'nu yedinci serıâya yükseltti. Oradaki melekler de ona daha evvelkilerin sözleri gitti söylediler. 

MİRAÇ GECESİ İLE İLGİLİ HADİS4⃣

Herbir semâda isimlerini söylediği peygamberler vardı. Ben onlardan ikinci semâda İdrîs'i, dördüncü semâda Harun'u, beşinci semâda ismini ezberleyemediğim bir diğerini, altıncı semâda îbrâhîm'i, yedinci semâda da Musa'yı, Allah'ın onu kelâmıyle tafdîl etmesi sebebiyle ezberledim.
Mûsâ: — Ey Rabb'im! Benim üzerime yükseltilen (yânı Sen'in benim üzerime yükselttiğin herhangi) kimsenin varlığını zannetmemiştim, dedi. [İbn Battal şöye dedi: Mûsâ, Allah'ın "Ey Mûsâ, ben seni risâletimle, kelâmımla insanlardan seçkin kıldım" (A'râf: 144) kavli sebebiyle Allah'ın kendisini dünyâda başkaları üzerine kelâmıyle üstün kıldığını bildiğinden, Allah, Muhammed'e ''Mahmûd Makamı" vermekle başkaları üzerine tafdil edince, O'nun bu faziletle kendisi üzerine yükseldiğini anladı... (Aynî)].

MİRAÇ GECESİ İLE İLGİLİ HADİS5⃣

Sonra Cibril, Muhammed'i, ancak Allah'ın bilmekte olduğu şeylerle bu katın üstüne çıkardı. Nihayet Sidretu'l-Muntehâ'ya geldi. Rabbu'l-îzzet olan Cebbar da yaklaştı ve tecellî etti (daha çok yaklaşmak istedi) de nihayet (bu suretle O, Peygamber'e) iki yay kadar yâhud daha yakın oldu da' Allah, kuluna vahyettiğini etti' (Necm: 8-9). Allah O'na vahyettiği şeyler içinde, ummetinin üzerine her gün ve gecede elli vakit namazı da vahyetti. Sonra oradan aşağıya indi, nihayet Musa'nın yanına ulaştı.
Mûsâ O'nu biraz alıkoydu ve: — Yâ Muhammedi Rabb'in Sana neyi ahdetti (yâni Sana neyi emr ve tavsiye etti)? diye sordu.
— Rabb'im bana her gün ve gecede elli namaz emretti, dedi. 
Mûsâ: — Sen'in ummetin buna güç yetiremez, geri dön de Rabb'in Sen'den ve ummetinden bunu hafifletsin! dedi.
Bunun üzerine Peygamber, Cibril'e yöneldi de, sanki bu konuda Cibril'le istişare etmek istiyor gibiydi. 
Cibril kendisine: — Evet, istersen bunu iste! diye işaret etti.

MİRAÇ GECESİ İLE İLGİLİ HADİS6⃣

Akabinde Cibril O'nu Cebbâr'ın huzuruna doğru yükseltti. 
Peygamber dedi ki: "Cebbar olan Allah, evvelki durduğu makamında idi: — Ey Rabb'im! Hafiflet, çünkü ummetim buna (bu elli vakit namaza) güç yetiremez! dedi".
Yüce Allah elliden on namazı indirdi. Sonra Peygamber, Mûsâ'nın yanına döndü. Mûsâ O'nu alıkoymakta ve O'nu Rabb'ine geri döndürmekte devam etti. Nihayet elli namaz beş namaz oldu. 
Sonra Mûsâ O'nu bu beş namazın yanında da durdurup:
— Yâ Muhammedi Vallahi ben kavmim İsrâîl oğulları'na bundan daha azı ile döndüm de onlar zaîf olup bunu da terkettiler. Sen'in ummetin cesedler, kalbler, bedenler, gözler, kulaklar bakımından daha zaîftir. Geri dön de Rabb'in Sen'den bunun hepsini hafifletsin! dedi.
Peygamber, onun kendisine işaret etmesi için Cibril'e yöneldi. Cibril bunu kerîh görmüyordu. Cibril O'nu beşinci defa sırasında da yükseltti.
Peygamber: — Ey Rabb'im! Şubhesiz benim ummetim cesedleri, kalbleri, işitmeleri, bedenleri zaîf kimselerdir. Bizlerden daha da hafiflet! diye niyaz etti.
Bunun üzerine Cebbar olan Allah: — Yâ Muhammed! diye nida etti. 
Peygamber: — Lebbeyke ve sa'deyke yâ Rabb! diye icabet etti.
Allah: — Şu bir hakikat ki, Ben'im nezdimde söz (hüküm ve kaza) tebdîl olunmaz! [Kaf Sûresi'nde "Lâ" yerine "Mâ" ile şu âyet vardır: "Benim yanımda söz değiştirilmez" (Kaaf: 29)] Bu, senin ve ummetin üzerine Ana Kitâb'da farzettiğim gibidir! buyurdu.
Ve yine: — Her bir hasene on misliyle karşılanır. Bu, Ummu'l-Kitâb'da elli vakittir ve bu senin ve ummetin üzerine beş vakittir! buyurdu.
Peygamber, Musa'nın yanına döndü.
Mûsâ O'na: — Nasıl yaptın? dedi.

MİRAÇ GECESİ İLE İLGİLİ HADİS7⃣

                        Abdullah şöyle demiş: Rasulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) göklere çıkarıldığı gece Sidretu'I-Muntehaya götürüldü. Sidre altıncı semâdadır. Yer yüzünden semâya çıkarılan onda nihayet bulur ve sonra ondan alınır. Onun yukarısından inen şeyler de onda karar kılar sonra ondan alınır. (Abdullah burada) o dem ki: 
«Sidreyi Allah'ın azamet ve celâli (toplayabildiğine kaplıyordu.) Âyetini okumuş ve onu altından pervaneler diye tefsir etmiştir. Sonra (rivayetine devamla): 
Rasulullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e (orada) üç şey verilmiştir.

1) Beş vakit namaz verilmiştir.
2) Bakara suresinin son âyetleri verilmiştir.
3) Ummetinden Allah'a şirk koşmayanların büyük günahları mağfiret olunmuştur.» demiş.
(Muslim; İman, Hadis No : 279)
Devamını Oku »

akşam zikirleri



EY RABBİMİZ 🍃 BİZLERE BU ZİKİR VE DUALARLA ARINMAYI VE KALBİMİZDEKİ SENİN RAZI OLMADIĞIN HER ŞEYİ BIRAKMAYI VE GERÇEK MUTLULUĞU BİZE YAŞATMANI SEN'DEN İSTERİZ.

Rabbim hepimize gerçek saadeti ve felahı nasip etsin...Zikirlerle mutlu olalım ve kurtulalım.
Amin 🌷

günlük virdler 

günlük tesbihatlar
Devamını Oku »

sabah zikirleri



EY RABBİMİZ 🍃 BİZLERE BU ZİKİR VE DUALARLA ARINMAYI VE KALBİMİZDEKİ SENİN RAZI OLMADIĞIN HER ŞEYİ BIRAKMAYI VE GERÇEK MUTLULUĞU BİZE YAŞATMANI SEN'DEN İSTERİZ.

Rabbim hepimize gerçek saadeti ve felahı nasip etsin...Zikirlerle mutlu olalım ve kurtulalım.
Amin 🌷


günlük virdler 

günlük tesbihatlar
Devamını Oku »

son mucize 8

 Yazdıklarım Nouman Ali Khan' a ait "the final miracle"( son mucize) adlı ,2013 senesinde Malaysia'da ( Malezya 'da ) verdiği konferansın videosunu seyrederken tuttuğum notlardan oluşmaktadır.
Nouman Ali Khan kimdir ? )


son mucize 1 )
son mucize 2 )
son mucize 3 )
( son mucize 4 )
( son mucize 5 )
son mucize 6 )
( son mucize 7 )



Sizlerle paylaşacağım son konu ciddi tefekkürü gerektiriyor.Olabildiğince dikkatli okumanızı rica edeceğim.

Mesela sizlere takva,iman ,hadis veya İslami bir konuyla ilgili yazdığım  bir makaleyi anlatmak istesem ve mikrofonu elime alıp hazırlamış olduğum makaleyi sizlere okuyacak olsam hani hutbe gibi,hutbe önce yazılıyor,sonra da imam çıkıyor ve hazırlanan hutbeyi okuyor ya .
Camiye en son gelen ve ayakkabılara en yakın oturan muhteşem müslüman kardeşlerimizin en arkada ve  imamı göremediği halde ,imamın anlattıklarını aklından söylemediğini ve yazılı bir metinden bakarak okuduğunu anlaması zor olur muydu?Yani ses tonundan veya konuşma dilinden yazılı bir şeyi okuyup okumadığını anlamamız hiç zor olmazdı,değil mi? Çünkü yazı dili konuşma dilinden daha resmidir ve içinde daha uzun cümleler vardır ve konuşma dilinde fazlaca gramer hatası yapılır ancak yazı dilinde bu hatalar yoktur.Mesela şu an ben sizinle konuşurken sayısız gramer hatası yapıyorum ve ,bazı kelimeleri arka arkaya çok tekrar ediyorumdur.Ama benim konuşduklarımı yazan birisi olsa bu konuşurken yapmış olduğum tekrarları ve gramer hatalarımı düzelterek yazardı .Konuşma sırasında çokça "aha"," hı hı" gibi şeyler diyorum.Ancak konuşmam yazılıyor olsa bunlar yazılmaz demek istediğim tam da bu.

(Nouman Ali Khan'ın benim bloğumdan haberi yok, belki bir gün kendisi de konuştuklarının yazılı hale gelmiş şeklini görür kimbilir 😊 )

Bir örnek daha vermek istiyorum,mesela çocuğunuz bir şiir ezberlemişse ve sizin daha önce duymadığınız bir şiirse ,size gelip okuduğunda çocuğunuzun bu şiiri kendinin yazmadığını anlamanız hiç de zor olmaz.
Bu örneklerden sonra asıl konumuz dönersek, kavmi Rasulullah(s.a.v)'ı 40 yıldır tanıyordu.Dilbilimciler, insanların konuşma kalıplarının olduğunu,benzer cümleler kurup konuşma sırasında da benzeri hataları yaptıklarını söylerler.Konuşmalarına tekrar eden kelimeleri sıkça yerleştirirler-benim anladınız mı? anladınız mı? demem gibi -yani kişiye özel konuşma kalıpları vardır.Ancak Rasulullah(s.a.v) ayetleri tebliğ ederken ki konuşması diğer konuşmalarına hiç benzemiyordu.Rasullullah'ın (s.a.v) önünde kitap görmüyorlar ,ona ayet getiren melekleri de görmüyorlar ama ,bu söylediklerinin de onun söyleyemeyeceğini,başka bir yerden geldiğini biliyorlardı.Bu yüzden O'nu dinlediklerinde sihirbaz dediler.Genelde sihiri görmemiz gerekir değil mi? Mesela adam yoktan kolunun altından bir güvercin çıkarır,ya da kulağından habire mendil falan çıkarır.Yani sihir aslında görüpte etkilendiğimiz şeydir.Kureyş halkı ise Rasulullah 'a (s.a.v) gördükleri değilde duydukları nedeniyle sihirbaz diyorlardı.Bu çok garip değil mi?Aslında sihirbaz diyerek O'nu aşağıladıklarını düşünürken aslında bunu söyleyerek imanın da yarısını kabul etmiş olduklarını fark etmiyorlardı.Bu konuyu daha öncede paylaşmıştım sizlerle.Bir şeye sihir dediğiniz zaman inanç sıçraması yaşıyorsunuz demektir.Yani burada çok mistik,sıradışı bir olay olduğunu kabul ediyorsunuz ve bilimle yada akılla açıklamasını da yapamayacağınızdan en kolayından sihir dersiniz.Yolun yarısına gelmişsin o zaman dostum bunun görünmeyen bir kaynaktan geldiğini de kabul etmişsin yani o kadar ilerlemişsin.Kur'an çalışmalarınızda tefekkür etmenizi istediğim şeyi anlatmaya çalıştım ve şimdi son örneğimi vereceğim.
Kur'an'ın mucizesi ile ilgili değil Kur'an'da ki güzellikle ilgili.Ama önce bir anımı paylaşacağım.
Gerçek bir Texaslı'yla asansörde birlikteyken benim müslüman olduğumu fark etti ve
" müslüman mısın?" diye soru sordu.
"evet "dedim.
"siz müslümanlara cennette ne verecekler?" diye sordu.
Bu bir asansör konuşması ve birazdan ineceğim kata da gelmek üzereyiz yani onunla cennet hakkında uzunca konuşam yapacak durumda değilim.Bir cevap verip düşünmesini sağlamalıydım.
"içecek" diyerek asansörden çıktım.arkamdan
"kahrestin o da ne demek?" diyerek baka kaldı.
Sizce ona içecek diyerek neyi kastettim?
İnsan (dehr) suresiyle ilgili bazı ayetleri paylaşmadan önce tam olarak anlayabilmeniz için zihninizde bir sahneyi tasavvur etmenizi sağlamam gerek.Sosyal olan insanlar genelde evlerinde de davetler verirler,bayram ve  önemli bir gün vesilesiyle bir çok arkadaşınızı,dostunuzu evinize davet ettiğiniz zaman evinizde yeteri kadar tabak,bardak ,kaşık,çatal..v.b olmayabilir.Yemek masasına aynı anda herkes oturamayabiliyor.Yedek masa alıyorsunuz ,plastik kaşık,tabak yada benzeri şeylerle eksiklerinizi tamamlamaya çalışıyorsunuz.Herkese aynı anda servis yapamayacağınızı düşünerek self servis dediğimiz şekilde bir büyük sürahiye içecek koyarak herkesin kendi içeceğini almasını sağlıyorsunuz ,çok zengin olmayan insanlar bu şekilde davet verirler ve bu gayet normaldir.Bazen de zengin insanların verdiği davetlere katılırsınız.O davetlerde plastik bardaklar,tabaklar,çatallar ..v.b yoktur.Cam bardaklar,porselen tabaklar...v.b vardır ve hepsi de özenle hazırlanmış beklemektedir.
Siz böyle bir davete katıldığınızda özel hizmetliler size içecek ikramında bulunurlar yani bu davetler self servis değildir,sizin istediğinizi sizin için getirip götüren özel hizmetliler vardır.Şimdi bunları neden anlattım? 
Kur'an cennetten bahsettiği zaman özellikle İnsan suresi 'nde Allah (c.c) cennetten bahsettiği zaman içeceklerden de bahseder.Hatta aynı surede içeceklerden üç defa bahseder.İlk bahsettiği ayet 5.ayet şöyle;

إِنَّ الْأَبْرَارَ يَشْرَبُونَ مِن كَأْسٍ كَانَ مِزَاجُهَا كَافُورًا

İnnel ebrâra yeşrabûne min ke’sin kâne mizâcuhâ kâfûrâ(kâfûran).

"İyiler ise, katkısı kâfur olan içecekler dolu bir kadehten içerler."

İyiler diyor ya ,Allah (c.c) bizleri de onlardan kılsın,kaselerden içecekler.Bu ayette anlıyoruz ki içeceklerini kalkıp alacaklar.Şöyle canlandırıyorum ; cennette şelale var,üzerinde içeceklerin olduğu bir masa var ve iyi olan insanlar kalkıp o masaya gidip içeceğini dolduruyor ve içiyor.İlk seviye böyle yani self servis durumundaki gibi.

Birkaç ayet sonra yine İnsan suresi 17.ayet ise şöyle ;

وَيُسْقَوْنَ فِيهَا كَأْسًا كَانَ مِزَاجُهَا زَنجَبِيلًا

Ve yuskavne fîhâ ke’sen kâne mizâcuhâ zencebîlâ(zencebîlen).

"Orada kendilerine, katkısı zencefil olan içecekle dolu bir kâseden içirilir."

Bu ayette ise içeceklerin sunulduğundan bahsediliyor.

19.ayette de;

وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُّخَلَّدُونَ إِذَا رَأَيْتَهُمْ حَسِبْتَهُمْ لُؤْلُؤًا مَّنثُورًا

Ve yetûfu aleyhim vildânun muhalledûn(muhalledûne), izâ raeytehum hasibtehum lu’luen mensûrâ(mensûran).

" Çevrelerinde, gördüğünde saçılmış inciler sanacağın, hep aynı gençlik ve güzellikte kalacak hizmetçiler dolaşır."

Bu ayetle artık self servis durumu değil ,özel hizmetlilerin olduğunu, seçkin insanların da bir arada bulunduğunu anlıyoruz.
Bazı aydınlar! "Kur'an çöldeki insanlara hitap ettiği için cennetteki içecekler hakkında konuşuyor,çok ilkeller! " diyerek akılları sıra eleştiride bulunuyorlar.Ben de şöyle diyorum onlara " sensin ilkel!" Bugün bile seçkin bir davete gittiğinizde size içecek ikram edilmiyor mu? Allah azze ve celle Kur'an'da insanın doğuşta özünde olan öyle bir şeyden bahsediyor ki teknolojide ne kadar ilerlersek ilerleyelim geçerliliğini yitirmeyecek şey insanın kendisine hizmet edilmesi fikridir.Çünkü bu insana birinci sınıf olduğu hissini verir.Mesela uçak bileti alırken neden daha fazla ödeyip birinci sınıf bilet almak isteyenlerimiz oluyor? Çünkü orada göreceğiniz hizmet diğer normal uçuştakinden farklıdır.İşte bu farkı hissetmek isteyenler oluyor.
Allah(c.c)'da önce içeceklerini alırlar sonra içecekler sunulur buyuruyor,yani bir üst seviyeden bahsediyor.Peki daha üst seviye var mı?

İnsan suresi 21.ayet;

عَالِيَهُمْ ثِيَابُ سُندُسٍ خُضْرٌ وَإِسْتَبْرَقٌ وَحُلُّوا أَسَاوِرَ مِن فِضَّةٍ وَسَقَاهُمْ رَبُّهُمْ شَرَابًا طَهُورًا

Âliyehum siyâbu sundusin hudrun ve istebrakun ve hullû esâvira min fıddatin, ve sekâhum rabbuhum şarâben tahûrâ(tahûran).

" Üstlerinde ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardır. Gümüş bileziklerle süsleneceklerdir. Rableri onlara tertemiz bir içecek içirecektir."

İşte bu ayetle  en üst seviyeye geldi.Subhanallah ! Bu onuru hayal edebiliyor musunuz?

Asonserdeki Texaslı arkadaşın sorusuna cevaben  sadece "içecek" dediğimde aslında çok ciddiydim,bu o kadar güzel bir cevapki.Cennette başka neler olacak? bilmeme gerek yok,sadece içecek ile ilgili Allah'ın (c.c) buyurdukları bile yeter,çok mutluyum.Subhanallah!

İşte Kur'an bu şekilde düşünce oluşturuyor.Bugün ümmet Kur'an'ın güzelliğini anlamak için çabalamak zorunda,kitabımızın ne olduğunu keşfetmemiz lazım.
Çok uzun süre teknolojik bilgilere odaklandık.Kur'an denince çoğu insanın aklına sadece helal ve haram geliyor.Onlar zaten çok güzel ayetler ama, sadece onlar yok .Peki helal haram dışında kitabımız bize neler anlatıyor? Bazı insanlar bir kez okuyup anladım diyerek bir daha kapağını açmıyor.En zeki olan Peygamber efendimiz'e (s.a.v) bile 23 senede öğretilmişken ne yazıldığını, ne anlatılmak istendiğini bir kere okumakla nasıl anlayabiliriz? Bizler bu kitabın değerini çok kolay bir şekilde hafife alıyoruz.

Dünyanın neresinde olursak olalım ümmet olarak bu kitaba olan sevgimizin ,verdiğimiz değerin ve hayranlığımızın artması için dua ediyorum.Ne zaman Kur'an okusam her defasında bir an durup "aman Allah'ım ! " diyorum." bu ne muhteşemdi !" diyorum her defasında Kur'an ezberlemeye çalışırken bazen durup notlar alıyorum.Muhteşemliğini düşünmekten ezeberleyemediğim dahi oluyor.
Yapacağım en ufacık çalışmayı bile elimden geldiğince sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sizler bazı öğütlerim olacak;

* Dininizi garantiye almayın.

* Kendinizi sürekli eğitin.

* Kur'an'la ilgili muhabbetinizi yeniden başlatın ve tutumunuzu bu yönde değiştirin.

Belki bazen Allah'ın (c.c) ne buyurduğu hakkında farklı düşüncelere girdiniz,belki uzun süre önce bir şey duydunuz ve kendinizi kötü hissettiniz.İnsanların Allah'ın(c.c) kitabı hakkında konuşurken nefret ,umutsuzluk yayması çok çok üzücü! Bazen ufacık bir hatadan sen cehennemliksin ! bile diyebiliyorlar.Bu kanıya nasıl varıyorlar! Biz müslümanlar böyle yapmamalıyız.Umut yaymalıyız.Kur'an insanı umutla doldurur.İnanın bunu kafamdan uydurmuyorum,Kur'an'ı ciddi anlamda çalışmaya başladığınız zaman umutla dolarsınız ve iyimser olursunuz.

 "Allah'tan (c.c) af diledim ama affedelir miyim ?istiğfar ediyorum,ama emin değilim." diye düşünmemeliyiz.
Kur'an bizlere garanti cevaplar verir.Affedilip affedilmediğinden nasıl emin olabilirsin? Eğer Allah 'tan(c.c) samimi bir şekilde af dilemişsen ve tekrar aynı hataları yapmamaya çalışıyorsan buna dikkat ediyorsan inşallah affedilmişsin demektir. Artık olay bitmiştir,tevbe ettiğin günahlara geri dönmediğin sürece mesele kapanmıştır.Nasıl ki yerçekimi,fizik,kimya kanunları varsa istiğfar,tövbe kanunları var.Bu dünya ve ahirette başarılı olma kanunları var.Ve bu kanunlar zaman göre değişmeyen kanunlar,Allah'ın (c.c) belirlediği ilkeler.Tövben samimiyse ve bir daha o günahları işlemiyorsan artık geleceğine odaklanmalısın.Yani geçmişte yaptığın hatalara takılıp kalmamalısın,şayet geçmişe çok takılırsan ilerleyemez ve zamanını da boşa geçirmiş olursun.Belki dünyevi işlerle çok vakit geçirmiş olup Kur'an'a yeteri kadar vakit ayıramamış olup bunun için üzülüyor olabilirsin,problem yok ,artık o dünde kaldı.Allah(c.c) sana bir şeyler yapabilmen için alacak nefes vermişse şimdi değiş! şimdi niyetlen!Daha önce de çok niyetlendim hep başarısız oldum deme!Eğer böyle dersen geleceği biliyorum demiş olursun ama,hepimizin bildiği gibi geleceği ancak Allah(c.c) bilir,niyetlerinizde samimi ve kararlı olun!

Unutmayın her biriniz yaşadığınız ülkede ,şehirde,mahallede,dinle bağlantısını kaybeden bir çok insana umut ışığısınız.Şimdilerde sözde müslümanlar var,namaz kılmayan namaz kılsa da bunu sadece kılmış olmak için kılanlardan bahsediyorum.Dinlerini bıraksalar insanların onlara acıyarak bakacaklarını sanıp dine zayıf olarak tutunmuş olanlar var.Bu samimi bir din değil,samimiyeti geri getirmek zorundayız.İnsanlara hatta müslümanlara İslam'ı sevme nedeni verebilir miyiz? Bu sohbeti okuyacak olanlarda Kur'an'dan etkinebilirse eminim diğer insanları da etkileyeceklerdir.Bu zenginliği başkalarıyla da paylaşabilirsiniz.
Hayatımın bundan sonra kalan kısmı için iki hedefim var;

1- Kur'an eğitimi,
2-Arapça eğitimi

Arapça eğitimi daha zor olanı.Kur'an çalışmaları ise kısa dönemdeki hedefim.Uzun vade de insanlara arapça eğitimi verebilirsek çok fazla beni dinlemek zorunda kalmazsınız.Çünkü arapçayı bileceğiniz için Kur'an'ı da anlarsınız.İşte ümmetin bu seviyeye gelmesini istiyorum.Çocuklarınız büyüdüklerinde bunların hepsini bilsinler istiyorum.İslam'a o kadar güvenecekler ki birisi İslam'ı eleştirecek olduğunda duygusal olarak sinirlenmeyecek,eleştirilerinin ne kadar aptalca olduğunu anlayınca da gülecekler.Müslüman gençlerde bu öz güveni görmek istiyorum.Amerika'da olduğu gibi yaşadığınız hangi ülkeyse eminim o ülkede de gururla tesettürünü koruyan hanımlar var.Vallahi kalbim yumuşuyor,çünkü benim de dört kızım var ve hanımların İslam'a duydukları sevgi beni çok mutlu ediyor.Hepiniz için çok dua ediyorum.Ne zaman ki sokakta tesettürlü bir hanım kardeşimi görsem dua ediyorum.Allah'ım  bu insanlardan razı ol diyorum.Bu çok güçlü bir şey,küçük bir şey değil,garantiye almamalısınız.
Dünya dinden uzaklaşıyor.Bunu hepimiz biliyoruz.Sadece İslam değil diğer dinlerden de uzaklaşıyorlar.Sizler dine tutunmakla kalmayıp insanlara dine geri dönme nedeni vermelisiniz.
Kendimi tekrar edip duruyorum ama bu konuda nasıl ciddi olduğumu anlatamam.

Açık fikirli,eleştirel düşünebilen,entellektüel dar kafalı olmayan liderler çıksın inşaAllah.Bu lider ümmetin bölünmesini değil birleşmesini sağlasın.
Ümmet için hepimiz bunu istiyoruz,sözlerime son verirken bunun için çok dua edeceğim.Allah'a emanet olun.




(Nouman Ali Khan 'ın duasına bir küçük duayla amin diyerek, bu güzel sohbeti ve güzel örnekleri için kendisine sonsuz teşekkürler ediyorum bu sohbetin yazıya dökülmesi de burada bitmiş oldu...elhamdulillah 
"Rabbim ,ayetlerini  anlamamızı kolaylaştırsın,okuduklarımızla amel edebilmeyi bizlere nasip etsin,hepimizin imtihanını kolay eylesin, yaşadığımız her sıkıntı ve bolluğun da bir imtihan olduğunu bilmemizi,unutmamamızı sağlasın,iki dünyanın da güzelliklerini tadanlardan olmak dileğiyle...amin")

( "son mucize " başlıklı sohbet yazıları burada bitti ,sohbet yazılarım farklı başlıklarla devam edecek inşallah)







Devamını Oku »

son mucize 7

 Yazdıklarım Nouman Ali Khan' a ait "the final miracle"( son mucize) adlı ,2013 senesinde Malaysia'da ( Malezya 'da ) verdiği konferansın videosunu seyrederken tuttuğum notlardan oluşmaktadır.
Nouman Ali Khan kimdir ? )


son mucize 1 )
son mucize 2 )
son mucize 3 )
( son mucize 4 )
( son mucize 5 )
( son mucize 6 )


Cuma suresi son ayetlerle devam edelim. Ayetlere geçmeden evvel birkaç konudan bahsedeceğim..Rasulullah(s.a.v) hutbe veriyorken sahabe oturup dinliyordu.Bugünlerde ise cuma hutbesini dinleme edebini bizler iyi biliyoruz! 
Cep telefonunuz muhakkak açık olsun!Muhakkak son ses olsun!Melodisi çok dikkat çekici hızlı bir parça olsun! Bir de sizi arayacak arkadaşlarınızı özellikle namaz vakti arayanlardan seçin!İşte bunlar bugünlerde uymamız gereken hutbe edepleri !Elhamdulillah ,bu konuda oldukça başarılıyız !
MaşaAllah! Kuşkusuz öyle takva sahibi insanlar var ki namaz kılarken telefonları çaldığında - öyle takvalılar ki - ellerini ceplerine atıp da telefonlarını kapatmazlar ,bize de o güzel! müziğin tamamını dinlemek kalır.Özellikle öğle ve ikindi namazlarında zevkli oluyor doğrusu !, bu sakin namazları sayelerinde huşu içinde kılıyoruz! Ne kadar harika bir durum değl mi? 😅
Bir konu daha var ki unutmadan onu da ilave edeyim,namaza en son gelen muhakkak siz olun! ve öyle bir vakitte gelin ki ikinci rüku'yu zor yakalayın! Hem böyle yaptığınızda son gelen ilk çıkar hesabını da uygulamış olursunuz.Ve arabınızı öyle bir yere park edin ki kimse arabasını siz hareket etmeden çıkaramasın! İşte tüm bunlar uymamız gereken hutbe edeplerinden bazılarıydı!.MaşaAllah !
hepimiz bu kurallara çok aşinayız ve bizler iyi müslüman olduğumuz için bu edepleri de çok iyi biliyoruz.!!!
Peygamber efendimiz (s.a.v) zamanında hutbe edepleri henüz nazil olmamışken yani orada kalıp oturmalısınız gibi kurallar henüz nazil olmamışken sahabe oturup hutbeyi dinliyorlardı.Halkın çoğu ticaretle uğraştığından ticaret fuarları çok çok önemliydi.İşte tam hutbeyi dinlerlerken içlerinde bulunan tüccarlardan bazıları -fuarın Medine'den ayrılacağını bilenler- bir daha fuarın iki yada üç yıl sonra olacağını da bildiklerinden bu fırsatı kaçırmamak için "daha vaktim var namazda henüz başlamadı,madem fuar gidiyor hemen gidip anlaşmalarımı yapıp geri döner namazımı da kılarım" diyerek hutbeyi terk ediyorlardı.Hutbeyi bu şekilde terk edenler eğlence için mi yoksa iş için mi terk etmiş oldular? Tabiki iş için terk etmiş oldular.O dönemlerdeki fuarlarda eğlenceli hoş ve renkli olurdu ancak şimdiki fuarlar gibi renkli ve dikkat çekici asla değildi.Şimdilerde güzel renkler,el ilanları,ışıklar ve etrafında çokça insanların olduğu fuarlar oldukça ilgi çekiyor.İşle alakan olsa da olmasa da bir bakalım diyerek bu tür yerlere giden çokça insan oluyor.Şimdi bunu niye anlatıyorum Allah azze ve celle Cuma suresi 11.ayette şöyle buyuruyor;

وَإِذَا رَأَوْا تِجَارَةً أَوْ لَهْوًا انفَضُّوا إِلَيْهَا وَتَرَكُوكَ قَائِمًا قُلْ مَا عِندَ اللَّهِ خَيْرٌ مِّنَ اللَّهْوِ وَمِنَ التِّجَارَةِ وَاللَّهُ خَيْرُ الرَّازِقِينَ


Ve izâ raev ticâraten ev lehveninfaddû ileyhâ ve terakûke kâimâ(kâimen), kul mâ indallâhi hayrun minel lehvi ve minet ticârati, vallâhu hayrur râzıkîn(râzıkîne).( cuma/11)

"onlar bir ticaret veya bir oyun eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona koştular ve seni ayakta bıraktılar. De ki: “Allah’ın yanında bulunan, eğlence ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.”

Allah(c.c)  bu ayetin ilk kısmında ticaretten mi eğlenceden mi? bahsediyor.Ticaretten bahsediyor.Size anlattığım konuda da hutbeyi en ilk terkedenler iş için kalkıyorlardı değil mi? Ayni ayetin devamında ise Allah(c.c) sıralamayı değiştiriyor ve eğlenceyi ticaretin önüne alıyor değil mi?Akla şu soru geliyor.Allah neden bu sıralamayı değiştiriyor?Çünkü bu kısımda Allah (c.c) iş için hutbeyi terkedenlerden bahsetmiyor bu kısımda müslümanların hayat prensipleriyle ilgili bir bahis var.Yani ilk kısımda fuar için terkedenleri konu ederek ticaret için hutbeyi terk edenlerin konusunu bitirip cümlenin devamında o olayı da baz alarak Allah (c.c) hepimize hayatın kendisiyle ilgili ders veriyor aslında.Neden hayatın kendisiyle ilgili diyorum ?Çünkü herkes ticaretle ilgili değildir ancak herkes şu veye bu sebeple eğlenceyle şaşkına dönebilir.Yani ticaret mi eğlence mi daha evrensel bir fail? Allah(c.c) insanı kendisini anmaktan uzaklaştıracak failleri açıkladığında önce eğlenceyi sonra ticareti buyuruyor.Sıralama farkını umarım sizlere anlatabilmişimdir ,şimdi sizinle bu ayetle ilgili bir insanın dikkatini dağıtan eğlence hakkında da bir kaç şey daha anlatacağım.
Vaizlik yaptığım zamanlarda üniversite kampüsünde öğrencilere yardımcı oluyordum.Bazen cuma namazlarını kıldırıyor ve hutbe veriyordum.Kampüste altı veya yedi müslüman öğrenci vardı.Cuma namazı vaktinde mescide gidiyordum ve bir bakıyordum ki kimsecikler yok.Kimse olmayınca gelecek olanları arıyordum.,
-Kerim bugün cuma ve ben de mescitteyim.
-yaaa öyle mi?ama ben çok meşgulüm.
-ne yapıyorsun Kerim?
-Ayılmaya çalışıyorum.
-Kardeşim bugün Cuma
-Biliyorum tamam ikindi namazından önce orada olurum. diyerek konuşmamız sonlanıyordu.
Örnekler çoğaltılabilir, belki annesinin zoruyla da cuma namazına giden gençler var.Tam evde oturmuşsun ps3,LoL veya bunun benzeri bir bilgisayar oyunu oynuyorsun,oyundaki sıralama tek gayen olmuş günler gelip geçiyor ve sen sadece oyundaki sıralamanı yükseltmeye çalışıyorsun -bu şekilde dünyadan bir haber yaşan gençler var-internetteki sıralamada ismin biraz daha yukarı çıkınca hayatına bir anlam geliyor.
Neyse benim bir öğrencim var kendisi çok başarılı bir tüccar.Subhanallah.15-20 yıldır da ticaret yapıyor.En büyük müşterilerinden biri de New York'lu bir yahudi.20 yıllık sadık bir müşteri olduğu için ona çok büyük siparişler veriyor.Her cuma günü hutbe 1.15 te başlıyorsa 1.14'te arayıp ona çok büyük siparişler veriyor.Her cuma günü aralarında şu konuşma geçiyor;
-Şimdi konuşamam neden?
-Cuma günü ,namaz vakti de ondan.
-haa fark etmemişim.
Bu konuşma gelecek hafta aynı,daha sonraki hafta aynı böylece sürekli tekrarlanıyor.Tam 20 yıl.😆
Allah (c.c) Cuma suresinde ticaret için "ticareten" kelimesini alışveriş için ise "bey'a " kelimesini kullanıyor .bey'a kelimesi Cuma suresi 9.ayette şöyle ;

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِي لِلصَّلَاةِ مِن يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ وَذَرُوا الْبَيْعَ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ


Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ nûdiye lis salâti min yevmil cumuati fes’av ilâ zikrillâhi ve zerûl bey’a, zâlikum hayrun lekum in kuntum ta’lemûn(ta’lemûne).(cuma/9)

"Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır."

Yani ticareti bırakın demiyor alışverişi bırakın diyor, değil mi? Çünkü alışveriş daha çok satışla ilgilidir.Ticarette ise yapılacak çok iş vardır.Muhasebe,maaş bordrosu,vergi ödemeleri,insan kaynakları,bakım ve onarım,işe alma işten çıkarma...v.b çok çeşitli işler vardır.Ve ticarette her şeyi takip etmek zorunluluğu da vardır.Yani ticarette kaygılanacağınız çok konu olur.İşverenseniz işin en acı tarafı da işçilerinize ücret ödemektir.Hatta bu ödemeleri cuma gününe denk getirdiyseniz muhtmelen Cuma namazına erken gidersiniz ya da çekleri imzalamanız gerekiyorsa "gidip Allah'ı ansam iyi olucak,bu çekleri imzalamak bana acı veriyor" da diyebilirsiniz.
Ama diyelim ki dükkanı Cuma günü kapatmak üzeresiniz tam o esnada da bir müşteri dükkana giriyor.Bazı müşteriler küçük,bazıları büyük alışveriş arabası taşır.İşte içeri giren bu müşteri büyük alışveriş arabasıyla alışeriş yapmaya başlıyor,doldurdukça dolduruyor.Hutbe saat 1.15 'te ve saat 1.10 olmuş ama müşteri alışverişini tamamlamıyor.Vakit çek yazma ,vergi ödeme,faturaları ödeme,maaş ödeme zamanı olsaydı dükkan çoktan kapanmış olur,namaza koşulurdu.Ama kar getirecek bir müşteri gelmiş ve alışveriş arabasını dolduruyorken dükkanı kapatıp namaza gitmek kolay mıdır?zor mudur?
Ticareti bırakmak kolaydır ancak satış bırakılması zor olan şeydir.Çünkü satış için tüm zorluklara katlanılır.Ve satışın iyi olduğu bir zamanda eğer namaza geç giderseniz içinizden şöyle söyleyerek kendinizi rahatlatırsınız "birşey olmaz şu satış gerçekleşsin ne var birinci rekatı kaçırırsam da ikinci rekatta yakalarım.Bu satışı yapmam lazım."
Allah (c.c) ne buyuruyordu;"alışverişi bırakın. "(cuma/9) ,
ama nasıl para kazanacağım derseniz diye de şöyle buyuruyordu "Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır."(cuma/11) 
Rızkı veren Allah'tır(c.c).Seni bu satış çağrısıyla aslında imtihan etti.Yani dükkanına gelen o çokça mal alan müşteriyle seni imtihan etti.Şöyle demeliydin o müşteriye;
"Özür dilerim efendim cuma namazı vakti olduğu için şu anda dükkanı kapatmak zorundayım,namaza yetişmem lazım.Namazdan sonra dükkanım açık olacak beklerim."
İşte bu bir imtihan.
Allah(c.c) ibadet edilmesi gereken vakitte İsrailoğulları'na da bol rızk göndermişti onları imtihan etmişti.Bu konuyu biliyorsunuz değil mi?Hani cumartesi günü av yasağı vardı.Balıkları cumartesi tutmamaları gerekiyordu.Ama cumartesi de bol balık oluyordu.İşte bu da bir imtihan.
Unutmayın! Allah (c.c) bizleri sürekli imtihana tabi tutuyor.


(Bu sohbetin devamında Nouman Ali Khan bakara suresi 255. ayetteki muhteşemlikten bahsediyor, bloğumda o muhteşemliği ayrı bir sayfada paylaştığım için bu sohbetin devamı olarak yazmıyorum ancak kısa yoldan linkini ( - bakara 255.ayet- ) veriyorum )

( son mucize 8 'le davam edeceğim inşallah )





Devamını Oku »

son mucize 6

  Yazdıklarım Nouman Ali Khan' a ait "the final miracle"( son mucize) adlı ,2013 senesinde Malaysia'da ( Malezya 'da ) verdiği konferansın videosunu seyrederken tuttuğum notlardan oluşmaktadır.
Nouman Ali Khan kimdir ? )


son mucize 1 )
son mucize 2 )
son mucize 3 )
( son mucize 4 )
( son mucize 5 )


Cuma suresi birinci ayet'le devam edelim.Kur'an'ı düzenli okuyanlarınız bilirler Allah (c.c) bir çok ayetin sonunda iki tane isminden bahseder.Örneğin; Gafurun Rahim, Azizul Hakim.. gibi.Şimdiki örneğimizde bir özel durum var.Allah(c.c) bir çok defa iki tane isminden bahsederken bu ayete özgü emsalsiz bir durum oluyor ve iki yerine dört ismini söylüyor.Önce Cuma suresini okuyalım;


يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ

Yusebbihu lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardıl melikil kuddûsil azîzil hakîm(hakîmi). (Cuma/1)

"Göklerdeki ve yerdeki her şey, mülkün sahibi, mukaddes, mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah’ı tespih eder." 

Bu ayeti daha iyi anlayabilmemiz için bu esma'ların temel anlamlarını açıklayayım;

El-Melik ; hükümdar demek,en kolay çeviri bu şekilde yapılabilir.

El-Kuddus ;tertemiz demek,bütün temizliğin kaynağı da diyebilirsiniz.

El-Aziz ; mutlak güç sahibi anlamındadır.

El Hakim ; her ismin çok detaylı anlamları var ben yalnizca genel anlamını paylaşıyorum sizlerle.Hakim isminin de anlamı hüküm ve hikmet sahibi demektir. 

Cuma suresinin birinci ayeti Allah (c.c) hakkındadır.İkinci ayeti ise Rasulullah (s.a.v) hakkındadır.

Şimdi ikinci ayeti inceleyelim;

هُوَ الَّذِي بَعَثَ فِي الْأُمِّيِّينَ رَسُولًا مِّنْهُمْ يَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِهِ وَيُزَكِّيهِمْ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَإِن كَانُوا مِن قَبْلُ لَفِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ

Huvellezî bease fîl ummiyyîne resûlen minhum yetlû aleyhim âyâtihî ve yuzekkîhim ve yuallimuhumul kitâbe vel hikmete, ve in kânû min kablu le fî dalâlin mubîn(mubînin).(cuma/2)

"O, ümmîlere, içlerinden, kendilerine âyetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitabı ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderendir. Hâlbuki onlar, bundan önce apaçık bir sapıklık içinde idiler."

Cuma suresi 2.ayet en sevdiğim ayetlerden biridir,çünkü tek bir ayetle Peygamber efendimizin (s.a.v) siyeri özetlenir.
Bu ayetle Allah(c.c) Peygamber efendimizin (s.a.v) ın toplumu nasıl değiştirdiğini  dört adımdan bahsederek anlatır.Bu dört rakamı tandık geldi mi? evet , birinci ayette de Allah(c.c) ın dört isminden bahsetmişti değil mi?
Şimdi biraz düşünelim,1000,2000 veya 3000 yıl öncesinde yaşadığınızı hayal edin.Yepyeni marka eşeğinizle yeni bir krallığa giriyorsunuz.Yeni bir krallığa girdiğinizi nasıl anlarsınız?Bayraklar,heykeller,hükümdarın nişanını taşıyan askerler ve surlar görürüsünüz.Yani girdiğiniz yerin bir krallık olduğuna dair ve bir hükümdarının olduğuna dair işaretler görürsünüz değil mi?Hükümdarlar sembolleriyle tanınırlar.Tacı olmayan,kaftanı giyinmemiş bir hükümdarı tanıyamazsınız.Yani basit sadece bir t-shirt giyinmiş bir hükümdarı tanıyamazsınız.Hükümdar bir apartmanın 3.katında yaşıyor olsa kendine istediği kadar soylu denilsin hükümdar sayılmaz.Yani bir şatosu falan olmalı.İşte bu semboller bir hükümdarla muhatap olduğunuzun da göstergesidir.Yani kısaca hükümdarlar işaretleriyle tanınırlar.
Birinci ayette geçen Allah'ın (c.c) ilk ismi neydi ?El-Melik ,anlamı hükümdardı.
İkinci ayette geçen Peygamber efendimiz'in (s.a.v) yaptığı dört adımdan birincisi olarak insanlara hükümdarın ayetlerini okuduğundan bahsediyor değil mi? 
Hükümdarlığını fark ettiniz mi?Şuradaki dağları fark ettiniz mi?Hükümdarlığın parçası onlar.Güneşi fark ettiniz mi?Krallığın bir işareti de o güneştir.Gece yıldızları gördünüz mü?Allah'ın (c.c) hükümdarlığının bir parçasıdır ve Allah (c.c) işaretleriyle tanınır.
İkinci ayette geçen Allah'ın (c.c)  ismi neydi ? El-Kuddus ,anlamı tertemiz ,kusursuz ve,bütün temizliğin kaynağı.
İkinci ayette geçen Peygamber efendimiz'in (s.a.v) yaptığı dört adımdan ikincisi neydi?İnsanlara Allah'ın (c.c) ayetlerini (işaretlerini) okuyarak onları temizliyor.
Aradaki bağlantıyı görbiliyorsunuz değil mi?
Üçüncü bağlantıya bakalım;Allah mutlak güç sahibi olduğunu El-Aziz ismiyle bizlere bildiriyor.Kanunları güç sahipleri,yetkililer belirler.Evde kuralları anneler ve babalar belirler,çocuklar belirlemez ,çünkü yetki anne ve babadadır.Sınıfta kuralları öğretmenler belirler ,öğrenciler belirlemez zira yetkili olan öğretmenlerdir.Ülkede kanunları devlet belirler,kanun hazırlayanlar,mahkemeler gibi yetkili yerler yada kişiler belirler.Allah (c.c) buyuruyorki; "onlara kitabı öğretir." kitap arapçada kanun anlamın da gelir.Yani bu ayette Allah'ın (c.c) kanunlarını Peygamber efendimiz'in (s.a.v) öğrettiğinden bahsediyor.Bu arada kanunları belirleyen tek varlık  El-Aziz ( kanunları belirleyen,mutlak güç sahibi tek varlık ) isminin anlamıyla Allah (c.c) 'dır.
Bu arada kitap İngizlizce'de de kanun anlamına gelir." The judge threw the book at him " -Hakim ona attı denildiğinde - en ağır cezaya çarptırıldı anlamında söylenir.Yani hakim dava sürerken sinirlenip kitabı eline aldı ve ona attı anlamına gelmez.Hakimin o kişiye karşı kanunların verebildiği en ağır cezayı verdiği anlamına gelir.
Birisi "bu işi kitabına göre yapacağım" deyince de kanunlarına kurallarına göre bu işi yapacağım anlamında söylemiş olur.
Sırada dördüncü bağlantı var.Allah'ın (c.c) El-Hakim isminden bahsediliyordu anlamı da hüküm ve hikmet sahibi demekti.ikinci ayette de Peygamber efendimiz (s.a.v)'in de hikmeti öğreten bir peygamber olduğunu söylüyor ve bu hikmet El-Hakim  ismine sahip Allah (c.c.)'den gelir.
Anlatmaya çalıştığım bu iki ayette mükemmel bir bağlantı var.Benim sizlere bunu açıklamam anlatmaya çalışmam için örnekler vererek bir çok cümle kurmam gerekti.Allah(c.c) ise iki ayetle bizlere buyuruyor.
Sizce bunu bir insan yapabilir mi?Şöyle bir şey düşünerek hatta konuşabilir mi? Allah'ın (c.c) dört ismini söyledim ve söylerken o kadar düzenleyerek dizdimki sonraki söyleyeceğimle de bağlantı kurarak sıralamayı da koruyarak yeni bir cümleyi de öyle oluşturdum😊
Buna biz insanların gücü yetmez,yapamayız.Bizler okuyup geçiyoruz sadece.Bu mucizeleri okuyoruz ve çoğu zaman ne okuduğumuzun bile farkına varmıyoruz.Okuduğumuzun anlamını anlamıyoruz.Anlayabildiğimiz zamansa Allahu Ekber! diyerek şaşkına dönüyoruz.







(devam edeceğim inşallah)









Devamını Oku »

günlük tesbihatlar 1'den 5'e hepsi bir arada

TESBİHATLAR


 günlük tesbihatlar 1

حَسْبِيَ اللّٰهُۘ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۜ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظ۪يمِ

(7 kere)

okunuşu; Hasbiyâllahû lâ ilâhe illâ huve aleyhi tevekkeltu ve huve rabbu’l arşi’l azim

"Allah-u (Teala) bana yeter. O'ndan başka ilah yoktur. Ben sadece O'na güvenip dayanırım. O yüce Arş'ın Sahibidir. ''

 günlük tesbihatlar 2

اَللَّهُمَّ صَلِّ وَسلِّمْ عَلَى نَبِيِّنَا مُحَمَّدٍ 

(En az 10 kere / 100 kere)

okunuşu: Allahumme salli ve sellim alâ nebiyyina Muhammed

 “Allahım! Peygamberimiz Muhammed’e salât ve selâm eyle.”

 günlük tesbihatlar 3

سُبْحَانَ اللهِ وَبِحَمْدِهِ

(100 kere)

okunuşu; subhanallahi ve bihamdih

 “Allah’a hamdederek O’nu tüm noksanlıklardan tenzih ederim.”


❤ günlük tesbihatlar 4

لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ، وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِير 

(100 kere)

okunuşu ; Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâşerîke leh, lehu'l mülkü ve lehu'l hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr.

“Allah’tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. O, birdir ve hiçbir ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd da O’nadır. O, her şeye gücü yetendir.”

 günlük tesbihatlar 5

أَسْتَغْفِرُ اللهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ 

(100 kere)

okunuşu ; Estağfirullâhe Ve Etûbu İleyh

“Allah’tan mağfiret diler ve O’na tevbe ederim.”
Devamını Oku »

günlük virdler 1'den 17'ye hepsi bir arada

💮 SABAH (VE AKŞAM) DUA ve ZİKİRLERİ 💮


(1 KERE)  AYET-EL KURSÎ

اللَّهُ لاَ إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ.


Bismillahirrahmanirrahim.

Allahü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ tehuzühû sinetün ve lâ nevm. Lehû mâ fis-semâvâti vemâ fil erd. Menzellezî yesfeu indehû illâ biiznihi. yalemü mâ beyne eydîhim vemâ halfehüm velâ yühîtûne biseyin min ilmihî illâ bimâ sâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel erd. Velâ yeûdühü hifzuhumâ ve hüvel aliyyül azîm


Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla "Allah, O'ndan başka ilah olmayan, kendisini uyuklama ve uyku tutmayan, Hayy, Kayyûm’dur (her an yarattıklarını gözetendir). Göklerde ve yerde olan ancak O'nundur. O' nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Onların işlediklerini, işleyeceklerini bilir.O'nun dilediğinden başka ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar. Kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır,onların gözetil-mesi O'na ağır gelmez. O yücedir, büyüktür."



( 3 KERE ) IHLAS SURESİ


قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ * اللَّهُ الصَّمَدُ * لَم يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ * وَلَمْ يَكُن لَّهُ كُفُوًا أَحَدٌ

Okunuşu: Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm.1- “Gul huvallâhu ehad. 2- Allâhu’s-samed. 3- Lem yelid ve lem yûled. 4- Ve lem yekun lehû kufuven ahad.

Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla “De ki: O Allah birdir. Allah Samed’dir, (her şeyden müstağni ve her şey O'na muhtaçtır). O doğurmamış ve doğmamıştır. Hiç bir şey O'na denk değildir.”


( 3 KERE ) FELAG SURESİ


قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ * مِن شَرِّ مَا خَلَقَ * وَمِن شَرِّ غَاسِقٍ إِذَا وَقَبَ * وَمِن شَرِّ النَّفَّاثَاتِ فِي الْعُقَدِ * وَمِن شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ.


Okunuşu: Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm. 1- “Gul e’ûzu bi-Rabbi’l-felak. 2- Min şerri mâ halak. 3- Ve min şerri ğâsikın izâ vekab. 4- Ve min şerri’n-neffâsâti fi’l-ukad. 5- Ve min şerri hâsidin izâ hased.

Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla “De ki: "Yarattıklarının şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere üfleyen büyü-cülerin şerrinden, hased ettiği zaman hasetçilerin şerrinden, tan yerini ağartan Rabbe sığınırım.”


( 3 KERE ) NAS SURESİ


قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِ * مَلِكِ النَّاسِ * إِلَهِ النَّاسِ * مِن شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِ * الَّذِي يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ * مِنَ الْجِنَّةِ وَ النَّاسِ

Okunuşu: Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm. 1- “Gul e’ûzu bi-Rabbi’n-nâs. 2- Meliki’n-nâs. 3- İlâhi’n-nâs. 4- Min şerri’l-vesvâsi’l-hânnâs. 5- Ellezî yuvesvisu fî sudûri’n-nâs. 6- Mine’l-cinneti ve’n-nâs.

Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla "De ki: İnsanlar ve cinlerden olup insanların göğüslerine vesvese veren o sinsi vesvesecinin şerrin-den, insanların Rabbi, insanların hükümdârı ve insanların ilahı Allah'a sığınırım.”



💐 HADİS SENEDLİ SABAH(ve AKŞAM) DUALARI 💐


1⃣ günlük virdler 1

 أَصْبَحْنَا وَأَصْبَحَ الْمُلْكُ ِللهِ وَالْحَمْدُ ِللهِ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ، رَبِّ أَسْأَلُكَ خَيْرَ مَا فيِ هَذَا الْيَوْمِ وَخَيْرَ مَا بَعْدَهُ   وَ أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا فِي هَذَا الْيَوْمِ وَشَرِّ مَا بَعْدَهُ، رَبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْكَسَلِ، وَسُوءِ الْكِبَرِ، رَبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابٍ فِي النَّارِ وَعَذابٍ فِي الْقَبْرِ 

(sabah 1 kere)

okunuşu ;Esbahna ve esbahel mulku lillahi velhamdulillahi la ilahe illallahu vahdehu la şerike leh lehul mulku ve le hul hamdu ve huve ala kulli şeyin gadir, rabbi es eluke hayra ma fi hazel yevmi ve hayra ma beğdehu ve euzu bike min şerri ma fi hazel yevmi ve şerri ma beğdehu rabbi euzu bike minel keseli ve suilkibari ,rabbi euzu bike min azabin finnari ve azabin filgabr.

“Mülk, Allah’a âit olduğu halde sabahladık. Hamd Allah’adır. Allah’tan başka hakkıyla ibâdet lâyık hiçbir  ilah yoktur.O, tektir ve ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd, O’nadır. O, her şeye gücü yetendir. Rabbim! Senden bu günde olan ve bu günden sonraki hayrı ister; bu günün şerrinden ve bu günden sonraki şerden de sana sığınırım. Rabbim! Tembellikten ve ihtiyar-lığın kötülüğünden sana sığınırım. Rabbim! Cehennem ve kabir azabından sana sığınırım.”





 أَمْسَيْنَا وَأَمْسـى الْمُلْكُ ِللهِ وَالْحَمْدُ ِللهِ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ، رَبِّ أَسْأَلُكَ خَيْرَ مَا فيِ هـذهِ اللَّـيْلَةِ وَخَيْرَ مَا بَعْدَها ، وَأَعـوذُ بِكَ مِنْ شَـرِّ مَا فِي هـذهِ اللَّـيْلةِ وَشَرِّ مَا بَعْدَها ، رَبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْكَسَلِ، وَسُوءِ الْكِبَرِ، رَبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابٍ فِي النَّارِ وَعَذابٍ فِي الْقَبْرِ  
( akşam 1 kere )

okunuşu ; Emseyna ve emsil mulku lillahi velhamdulillahi la ilahe illallahu vahdehu la şerike leh lehul mulku ve le hul hamdu ve huve ala kulli şeyin gadir, rabbi es eluke hayra ma fi hazihilleyleti ve hayra ma beğdeha ve euzu bike min şerri ma fi hazihilleyleti ve şerri ma beğdeha rabbi euzu bike minel keseli ve suilkibari, rabbi euzu bike min azabin finnari ve azabin filgabr.

"Mülk, Allah’a âit olduğu halde akşamladık. Hamd, Allah'adır. Allah’tan başka hakkıyla ibâdet lâyık hiçbir  ilah yoktur.O, tektir ve ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd, O’nadır. O, her şeye gücü yetendir. Rabbim! Senden, bu gecede olan ve bu geceden sonraki hayrı ister; bu gecenin şerrinden ve bu geceden sonraki şerden de sana sığınırım. Rabbim! Tembellikten ve ihtiyarlığın kötülüğünden sana sığınırım. Rabbim! Cehennemdeki ve kabirdeki azaptan sana sığınırım."



2⃣ günlük virdler 2


اَللَّهُمَّ بِكَ أَصْبَحْنَا، وَبِكَ أَمْسَيْنَا، وَبِكَ 
                            
نَحْيَا، وَبِكَ نَمُوتُ وَ إِلَيْكَ النُّشُورُ 

(sabah 1 kere)

okunuşu ; Allahumme bike asbahnaa ve bike emseynaa ve bike nahyaa ve bike nemuutuu ve ileykennuşuur 

"Allahım, Senin yardımınla sabahlar ve yine senin yardımınla akşamlarız. Senin yardımınla yaşar ve senin yardımınla ölürüz. Ve dönüş, yalnızca Sanadır.."


اَللَّهُمَّ بِكَ أَمْسَيْنَا، وَبِكَ أَصْبَحْنَا ، وَبِكَ 
                             
نَحْيَا، وَبِكَ نَمُوتُ وَ إِلَيْكَ المَصـير

(akşam 1 kere)


okunuşu ; Allahumme bike emseynaa ve bike asbahnaa ve bike nahyaa ve bike nemuutuu ve ileykelmasiir 

"Allahım, Senin yardımınla akşamlar ve yine senin yardımınla sabahlarız. Senin yardımınla yaşar ve senin yardımınla ölürüz. Ve dönüş, yalnızca Sanadır.."


3⃣ günlük virdler 3

اَللَّهُمَّ مَا أَصْبَحَ بِي مِنْ نِعْمَةٍ أَوْ بِأَحَدٍ مِنْ خَلْقِكَ فَمِنْكَ وَحْدَكَ لاَشَرِيكَ لَكَ، فَلَكَ الْحَمْدُ وَلَكَ الشُّكْرُ 

(sabah 1 kere)

okunuşu : Allahumme mâ esbeha bi min ni'meti ev bi ehadim min halkike feminke vehdeke la şerike leke felekel hamdu ve lekel şukru.

“Allahım! Benim veya kullarından biri yanında sabaha çıkan her nimet ancak sendendir. Ortağın yoktur. Hamd, yalnızca sanadır. Şükür de sanadır.”

اللّهُـمَّ ما أَمسيَ بي مِـنْ نِعْـمَةٍ أَو بِأَحَـدٍ مِـنْ خَلْـقِك ، فَمِـنْكَ وَحْـدَكَ لا شريكَ لَـك ، فَلَـكَ الْحَمْـدُ وَلَـكَ الشُّكْـر

(akşam 1 kere) 

okunuşu : Allahumme mâ emsâ bi min ni'meti ev bi ehadim min halgike feminke vehdeke la şerike leke felekel hamdu ve lekel şukr. 


"Allah'ım! Benim veya kullarından biri yanında akşama çıkan her nimet ancak sendendir. Ortağın yoktur. Hamd yalnizca sanadır. Şükür de sanadır."

4⃣ günlük virdler 4  

اَللَّهُمَّ إِنِّي أَصْبَحْتُ أُشْهِدُكَ وَأُشْهِدُ حَمَلَةَ عَرْشِكَ، وَمَلاَئِكَتَكَ وَجَمِيعَ خَلْقِكَ، أَنَّكَ أَنْتَ اللهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ وَحْدَكَ لاَ شَرِيكَ لَكَ، وَأَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُكَ وَرَسُولُكَ 

(sabah 4 kere)

okunuşu; Allahumme inni esbahtu uşhiduke ve uşhidu hamelete arşike ve melaiketeke ve cemia halkike enneke entallahu la ilahe illa ente vahdeke la şerike leke ve enne muhammeden abduke ve rasuleke

“Allahım! Senin kendinden başka hakkıyla ibâdet lâyık hiçbir ilah olmayan Allah olduğuna ve Muhammed’in de senin kulun ve elçin olduğuna; seni, senin arşını taşıyanları, meleklerini ve bütün yarattıklarını şahit tutarak sabahladım.”


اَللَّهُمَّ إِنِّي أَمْسَيْتُ أُشْهِدُكَ وَأُشْهِدُ حَمَلَةَ عَرْشِكَ، وَمَلاَئِكَتَكَ وَجَمِيعَ خَلْقِكَ، أَنَّكَ أَنْتَ اللهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ وَحْدَكَ لاَ شَرِيكَ لَكَ، وَأَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُكَ وَرَسُولُكَ 

(Akşam 4 kere)

okunuşu; Allahumme inni emseytu uşhiduke ve uşhidu hamelete arşike ve melaiketeke ve cemia halkike enneke entallahu la ilahe illa ente vahdeke la şerike leke ve enne muhammeden abduke ve rasuleke

"Allah'ım! Senin, kendinden başka ilah olmayan Allah olduğuna ve Muhammed'in de kulun ve Rasûlün olduğuna; seni, arşını taşıyanları, meleklerini ve bütün yarattıklarını şahit tutarak akşamladım."

5⃣ günlük virdler 5


أَصْبَحْنَا وَأَصْبَحَ الْمُلْكُ ِللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ،اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ خَيْرَ هَذَاالْيَوْمِ، فَتْحَهُ وَنَصْرَهُ وَنُورَهُ، وَبَرَكَتَهُ، وَهُدَاهُ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا فِيهِ وَشَرِّ مَا بَعْدَهُ 

( sabah 1 kere)

okunuşu; esbahna ve esbahal mülkü lillahi rabbil alemin ,allahumme inni eseluke hayra hazel yevmi fethahu ve nasrahu ve nurahu ve berakatehu ve hudahu, ve euzubike minşerri ma fihi ve şerri ma beağdehu

"Mülk, Âlemlerin Rabbi Allah’ın olduğu halde sabahladık. Allahım! Senden bu günün hayrını, fethini, zaferini, nûrunu, bereketini ve hidâyetini dilerim. Onda ve sonrasındaki şerden sana sığınırım."



أَمْسَيْنَا وَأَمْسَى الْمُلْكُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ خَيْرَ هَذِهِ اللَّيْلَةَ فَتْحَهَا وَنَصْرَهَا وَنُورَهَا وَبَرَكَتَهَا وَهُدَاهَا وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا فِيهَا وَشَرِّ مَا بَعْدَهَا

( akşam 1 kere)

okunuşu; emseyna ve emsel mülkü lillahi rabbil alemin ,allahumme inni eseluke hayra hazihilleylete fethaha ve nasraha ve nuraha ve berakateha ve hudaha, ve euzubike minşerri ma fiha ve şerri ma beağdeha

"Mülk, Âlemlerin Rabbi Allah’ın olduğu halde akşamladık.Allahım! Senden bu gecenin hayrını, fethini, zaferini, nûrunu, bereketini ve hidâyetini dilerim.Ondaki ve sonrasındaki şerden sana sığınırım."

6⃣ günlük virdler 6

SEYYİDÜL İSTİĞFAR DUASI

اَللَّهُمَّ أَنْتَ رَبِّي لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ خَلَقْتَنيِ وَ أَنَا عَبْدُكَ، وَ أَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَ وَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ، أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلََىَّ، وَأَبُوءُ بِذَنْبيِ فَاغْفِرْ ليِ فَإِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ 

okunuşu; Allahümme ente Rabbî lâ ilahe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve vâ’dike mes’tetâtü eûzü bike min şerri mâ sanâtü ebû’ü leke bi-nîmetike aleyye ve ebû’ü bizenbî fağfirlî feinnehû lâ yağfıruz-zünûbe illâ ente

“Allahım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. Beni sen yarattın ve ben senin kulunum. Gücüm yettiğince sana verdiğim söz üzereyim. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım. Üzerimdeki nimetini ve günahlarımı kabul ediyorum. Beni bağışla. Şüphesiz günahları ancak sen bağışlarsın."

7⃣ günlük virdler 7

اَللَّهُمَّ عَافِنِي فيِ بَدَنِي، اَللَّهُمَّ عَافِنيِ فيِ  سَمْعيِ، اَللَّهُمَّ عَافِنيِ فيِ بَصَرِي، لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ.
 اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْكُفْرِ وَالْفَقْرِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ

(3 kere)

okunuşu: Allahumme aafinii fiibedenii Allahumme aafinii fiisem'i Allahumme aafini fii basarii laa ilahe illaa ent.Allahumme innii euuzubike minelkufri velfagr ve euuzubike min azaabilgabr laa ilahe illaa ent.

“Allahım! Bedenime âfiyet ver. Allahım! Kulağıma âfiyet ver. Allahım! Gözüme âfiyet ver. Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. Allahım! Küfürden ve fakirlikten sana sığınırım. Kabir azabından sana sığınırım. Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.”

8⃣ günlük virdler 8

اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلـُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ فيِ الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ، اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلـُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ فيِ دِينيِ وَدُنْيَايَ وَأَهْليِ، وَمَاليِ، اَللَّهُمَّ اسْتُرْ عَوْرَاتِي، وَآمِنْ رَوْعَاتِي، اَللَّهُمَّ احْفَظْنيِ مِن بَيْنِ يَدَيَّ، وَمِنْ خَلْفِي، وَعَنْ يَمِينيِ، وَعَنْ شِـمَاليِ، وَمِـنْ فَوْقِي، وَأَعُوذُ بِعَظَمَتِكَ أَنْ أُغْتَالَ مِنْ تَحْتيِ 

(1 kere)

okunuşu: Allahümme innî es'elükel ‘âfve velafiyete fi’d-dünya ve’l-âhira. Allahümme innî es'elüke’l ‘afve ve’l ‘âfiyete fî dînî ve dünyaye ve ehlî ve mâlî, Allahümmestür ‘avrâtî ve âmin rav'âtî. Allahümmehfaznî min beyni yedeyye ve min halfî ve ‘an-yeminî ve ‘an şimalî ve min fevkî ve e’ûzü bi ‘azametike en uğtâle min tahtî.

“Allahım! Dünya ve âhirette senden af ve âfiyet dilerim. Allahım! Dinim, dünyam, âilem ve malım hakkında senden af ve âfiyet dilerim. Allahım!Ayıplarımı gizle ve beni korkularımdan emin kıl. Allahım!Beni önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden (gelecek belâlara karşı) koru. Altımdan yere batırılarak helak edilmekten senin azametine sığınırım."

9⃣ günlük virdler 9

اَللَّهُمَّ عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَـادَة,ِ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ، رَبَّ كُلِّ شَيْءٍ وَمَلِيكَهُ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ نَفْسِي، وَمِنْ شَرِّ الشَّيْطَانِ وَشِرْكِهِ، وَأَنْ أَقْتَرِفَ عَلَى نَفْسِي سُوءاً، أَوْ أَجُرَّهُ إِلىَ مُسْلِمٍ 

(1 kere)

okunuşu; Allahumme ălimel ğaybi ve şşehedet fetiras-semavati vel ard rabbe kulli şeyivve melikeh eşhedu ella ilahe illa ent euzu bike min şerri nefsi ve min şerrişşeytani ve şirkihi ve en egteri fe ala nefsi suen ev ecurrahu ila muslim

“Gizli ve âşikarı bilen, göklerin ve yerin yaratıcısı Allahım! Her şeyin Rabbi ve sahibi! Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah olmadığına şehâdet ederim. Nefsimin şerrinden sana sığınırım. Şeytan ve şirkinin şerrinden, nefsime kötülük etmekten veya o kötülüğü bir müslümana götürmekten sana sığınırım.”


1⃣0⃣ günlük virdler 10

اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْهَمِّ وَالْحَزَنِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُبْنِ وَالْبُخْلِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ غَلَبَةِ الدَّيْنِ، وَقَهْرِ الرِّجَالِ،  

( 1 kere)

okunuşu:Allahümme innî eûzü bike minel-hemmi vel-hazen ve eûzü bike minel-aczi vel-kesel ve eûzü bike minel-cübni vel-buhl ve eûzü bike men galebetid-deyni ve kahrir-ricâl.

"Ey Allah'ım. Elem ve şaşkınlık hâlinden, âcizlik ve bıkkınlıktan, korkaklık ve cimrilikten, borcun kendimi alt etmesinden, insanların nefsimi kullanmaya çalışmasından ve kahrından Sana sığınırım."

1⃣1⃣ günlük virdler 11

اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ عِلْماً نَافِعاً وَرِزْقاً طَيِّباً وَعَمَلاً مُتَقَبَّلاً  

(1 kere)

okunuşu; Allahumme innii eseluke ilmennaafiaa ve rızgan tayyibaa ve amelen mutegabbelaa

“Ey Allahım! Senden yararlı(faydali olan) ilim, hoş (güzel ve helal olan) rızık ve makbul(kabul olunan) amel dilerim.” 

1⃣2⃣ günlük virdler 12

أَصْبَحْنَا عَلَى فِطْرَةِ الإِسْلاَمِ،وَعَلَى كَلِمَةِ اْلإِخْلاَصِ،وَعَلَى دِينِ نَبِيِّنـَا مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَعَلَى مِلَّةِ أَبِينَا إِبْرَاهِيمَ، حَنِيفاً مُسْلِماً وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ 

( sabah 1 kere)

okunuşu ; esbehna ala fitratil islami ve ala kelimatil ihlasi ve ala dini nebiyyina muhammedin sallallahu aleyhi vesselleme ve ala milleti ebina ibrahime hanifemmuslimavve ma kane minel muşrikine.

"İslâm fıtratı, ihlas kelimesi ve Nebîmiz Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’in dini üzere; hanif ve müslüman olan, müşriklerden olmayan babamız İbrahim’in milleti üzere sabaha eriştik.”


أَمْسَيْنَا عَلَى فِطْرَةِ الإِسْلاَمِ،وَعَلَى كَلِمَةِ اْلإِخْلاَصِ،وَعَلَى دِينِ نَبِيِّنـَا مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَعَلَى مِلَّةِ أَبِينَا إِبْرَاهِيمَ، حَنِيفاً مُسْلِماً وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ 

( akşam 1 kere)

okunuşu ;emseyna ala fitratil islami ve ala kelimatil ihlasi ve ala dini nebiyyina muhammedin sallallahu aleyhi vesselleme ve ala milleti ebina ibrahime hanifemmuslimavve ma kane minel muşrikine.



"İslâm fıtratı, ihlas kelimesi ve Nebîmiz Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’in dini üzere; hanif ve müslüman olan, müşriklerden olmayan babamız İbrahim’in milleti üzere akşama eriştik.”


1⃣3⃣ günlük virdler 13

بِسْمِ اللهِ الَّذِي لاَيَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فيِ الأَرْضِ وَلاَ فيِ السَّمَاءِ، وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ 

(3 kere)

okunuşu; Bismillaahillezii laa yedurru measmihii şey un filardi 
velaa fissemaa, ve huvessemiiul aliim. 

 “İsmiyle yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın adıyla (başlarım). O, hakkıyla işiten ve her şeyi bilendir.”

1⃣4⃣ günlük virdler 14

أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللهِ التَّامَّاتِ مِنْ شَرِّ مَا خَلَقَ 

(3 kere)

okunuşu : euuzu bi kelimaa tillaahitteemmaa ti min şerri maa halag

“Yarattıklarının şerrinden, Allah’ın eksiksiz kelimelerine sığınırım.”

1⃣5⃣ günlük virdler 15

يَاحَيُّ يَا قَيوُّمُ! بِرَحْمَتِكَ أَسْتَغِيثُ، أَصْلِحْ ليِ شَأْنِي كُلَّهُ، وَلاَ تَكِلْنيِ ِإلى نَفْسِي طَرْفَةَ عَيْنٍ 

(1 kere)

okunuşu; Yaa Hayyu Yaa Kayyum! birahmetike estağis,eslihlii şe'ni
kulleh ve laa tekilnii ilaa nefsii tarfete ayn.

“Ya Hayy, Ya Kayyûm!Senin rahmetinle yardım dilerim. Bütün işlerimi düzelt ve beni göz açıp kapayınca kadar    –bile  olsa- nefsime bırakma.”

1⃣6⃣ günlük virdler 16

رَضِيـتُ بِاللهِ رَبًّا، وَبِالإِسْلاَمِ دِيناً، وَبِمُحَمَّدٍ صَلَّىالله ُعَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَبِيّاً 

(3 kere)

okunuşu: Raditubillahi rabben ve bil islami dinen ve bi muhammedin sallalahu aleyhi ve selleme nebiyya.

“Rab olarak Allah’tan, dîn olarak İslam’dan, Peygamber olarak Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’den râzı oldum.”

1⃣7⃣ günlük virdler 17

سُبْحَانَ اللهِ وَبِحَمْدِهِ، عَدَدَ خَلْقِهِ، وَرِضَا نَفْسِهِ، وَزِنَةَ عَرْشِهِ وَمِدَادَ كَلِمَاتِهِ

(3 kere)

okunuşu; subhanallahi ve bihamdih,adede halgih,ve rıdaa nefsih,ve zinete arşihii ve midaade kelimaatih. 

"Yarattıklarının sayısınca, zatını hoşnut edecek kadar, arşının ağırlığınca ve kelimeleri sayısınca yüce Allah’ı hamd ile tesbih ederim."
Devamını Oku »