Riya;‼
İş, söz ve davranışlarda gösterişe yer verme; ‼bir iyiliği veya salih bir ameli Allah'ın rızasını kazanmak niyetiyle değil,‼ insanların beğenisi için yapma‼. Bu davranışta bulunan kimseye riyakâr veya müraî denir.
Riya, ‼insanlar arasında manevî nüfûz, şan ve şöhret, maddî çıkar sağlamak için yapılır.‼ Dünyaya âit bu tür maddî ve manevî çıkarları elde etmek için, dinin insanlar tarafından kutsal değerlere karşı beslenen bağlılık ve hürmet duygularının âlet edilmesi, riyanın en kötü şeklidir. ‼‼Bu tür davranışlar, hilekârlık ve yalancılıktır. ‼İnsan şeref ve haysiyetine hakarettir. ‼
Riyakâr kişinin söz ve davranışlarındaki samimiyetsizlikleri, diğer insanlar tarafından kısa zamanda anlaşılır.‼ Bunlara kimse güvenmez.
Ey Rabbimiz ‼
Bu mübarek cuma gününde bizleri manevi bir hastalık olan
RİYA dan koru‼
Bizlere ihlası;samimiyeti nasip eyle🌟📖
Riyanın her çeşidi ahlaksızlık olduğu halde, ibadetlerde riyakâr olmak çok daha büyük bir ahlâksızlıktır.‼ Rasûlüllah Efendimiz; Muhakkak ki, sizin için en çok korktuğum şey, küçük şirk, yani riyadır,‼ " (Tirmizi, Hudut, 24) buyurmuştur. İbadet, Allah için yapılır. Allah'ın rızası dışında bir amaçla; gösteriş olarak ibadet yapmak, Allah rızasını ortadan kaldırır. Gösteriş için ve bir çıkar düşüncesiyle Kur'ân okumak, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek, sadaka vermek, ibadetleri boşa çıkarır. ‼Allah Teâlâ;
"Ey iman edenler! Sadakalarınızı, insanlara gösteriş için malını harcayan, Allah'a ve âhiret gününe inanmayan kimse gibi başa kakmak ve eziyet etmek suretiyle boşa çıkarmayın. Çünkü onun bu gösterişinin hâli, üzerinde az bir toprak bulunan bir kaya parçasının hâline benzer ki, ona şiddetli bir yağmur isabet edince üzerindeki toprağı temizleyip kendisini katı bir taş hâlinde bırakır" (el-Bakara, 2/264) buyurmuştur. Şu halde, Allah'ın emrini ve rızasını düşünerek değil de, dindar görünmek için ibadet etmek, âlim ve bilgili desinler diye ilimle uğraşmak, cömert tanınmak için zekât ve sadaka vermek, riyadan ibaret kötü bir davranışın ötesinde bir anlam ifade etmemektedir. Rasûlüllah şöyle buyurmuştur:
"Her kim duyulsun diye bir iş işlerse, Allah onun kıymetsizliğini duyurur.‼ Her kim gösteriş olsun diye bir iş yaparsa, Allah da onun gösteriş yapmasını ve değersizliğini ortaya çıkarır"‼ (Müslim, Zühd, 38); "Şüphesiz riya şirktir" (İbn Mace, Fiten, 16). , ‼
Dünyevî menfaat söz konusu olunca ameller boşa çıkar. ‼Yine Rasûlüllah (s.a.s) şöyle buyurur: "Gösteriş için oruç tutan, namaz kılan, sadaka veren kimse Allah'a şirk koşmuştur"‼ (et-Tergib ve'r-Terhib, I, 32). Hadis-i Kudsî'de de Cenab-ı Allah şöyle buyurur: "Ben ortakların ortaklığından en müstağnî olanıyım. Her kim bir iş yapar da, onda, benden başkasını ortak kılarsa onu da, o ortaklığını da terk ederim" (‼Müslim, Zühd, 46).
Riya çok değişik şekillerde yapılmakla birlikte, bunlarda ortak özellik, dindarlık veya dürüstlük görüntüsü altında, insanlar arasında çıkar sağlamak, şan ve şöhrete ulaşmak arzusudur. Sevmedikleri kişileri seviyormuş gibi görünen, onlara yağ çeken, öven ve böylece menfaat sağlamaya çalışan riyakârlara da bol bol rastlanır.
Allah'a ve insanlara karşı samimi davranarak riyadan uzak durmak mümkün olduğu kadar ibadetleri gizli yapmak, Allah rızasını insanların övgüsü, isteği, yergisi, korkusu ve çıkar düşüncesine tercih etmek müslümanın prensibidir.
Riya, kişinin sırf Allah rızası için yapması gereken ibadetleri, işleri başkalarının beğenisini kazanmak veya çıkar sağlamak amacıyla ortaya koymasıdır.
Ayet-i Kerime’de: “Dini yalnız Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir,[15].”buyrularak, bütün davranışların Allah’ın rızası elde edilmek için yapılması gerektiği emredilmiştir.
Her halükârda şeytan, insanın, Allah’ın rızasına nail olmasını engellemek için ibadetlerine riyayı katarak ilâhî rızadan uzaklaşmasına sebep olmaktadır. Riya ile namaz kılan, Kur’an okuyan, oruç tutan, zekât veren insanların durumunu Efendimiz(sav): “Kim, görsünler diye iş yaparsa, Allah kıyamet günü onun maksadının gösteriş ve insanlara duyurma olduğunu ortaya çıkarır.”[16] buyurarak riyayla yapılan ibadetlerden istifade etmek şöyle dursun, gerçek niyetinin ortaya çıkarılarak zelil edileceğini bildirmiştir.
Yine Hz. Muhammed(sav) ashabına, ümmeti için en fazla korktuğu şeyin küçük şirk olduğunu söylediğinde ashap: ”Ey Allah’ın Resulü, küçük şirk nedir? diye sormuşlar Efendimiz(sav): ‘Riyadır.’ [17]buyurmuştur.
Yüce Allah kıyamet gününde kullara amellerin karşılığını verdiği zaman, riyakârlara, ”Dünyada kendilerine riyakârlık yaptıklarınızın yanına gidin! Bakın acaba onların yanında bir mükâfat ya da hayır görebilir misiniz? “diyecektir.[18]
İnsan, amelleri boşa çıkaran, mahşer günü zelil eden riya hastalığından kurtulmalıdır.‼ Allah’ın rızası karşısında kulların beğenisinin hiçbir kıymetinin olmayacağının idrakiyle yaşamal‼ı, maddi beklenti içerisindeyse, Rezzak’ın yalnız Allah olduğunu hatırlamalı;‼ sevgi ve ilgi bekliyorsa kalplerin Allah’ın elinde olduğunu hatırlamalı‼; bir zarardan sakınıyorsa, Allah izin vermedikçe kimsenin bir zarar veremeyeceğini düşünmelidir.‼
Müslüman, din kardeşini düşmana teslim etmez,‼ onu terketmez,‼ tehlikeye atmaz‼. Hadis şârihi İbni Battal, mazluma yardım etmenin her müslümanın üzerine farz-ı kifâye olduğunu,‼ devlet başkanına ise bunun farz-ı ayn olduğunu‼ söyler. Müslüman, güven veren‼ ve kendisine güven duyulan kimsedir.‼ Şahsî menfaati veya nefsânî istek ve arzuları için din kardeşini feda etmesi, onun aleyhine olacak davranışlar içine girmesi câiz olmaz.‼ Çünkü “Müslüman, elinden ve dilinden diğer müslümanların zarar görmediği kimsedir” ‼ (Buhârî, Îmân 4,5). “Kendi nefsi için arzu ettiği bir şeyi, din kardeşi için de arzu etmeyen kimse gerçek mü’min olamaz”‼‼ (Buhârî, Îmân 7).
Müslümanlar, birbirlerinin ihtiyaçlarını gidermede de kardeşliklerinin gereğini yerine getirirler. Çünkü insanlar birbirine muhtaçtırlar. Bu ihtiyaçlar, mutlaka maddî alanda olmayabilir. Manevî yardımlaşma da en az maddî olan kadar kıymeti hâizdir.‼
Bir müslümanın ihtiyacını gideren kimsenin ihtiyaçlarını da Allah’ın gidereceğinin va’d edilmesi,‼ bu davranışın ne kadar faziletli bir iş olduğunu anlamamıza yeterli delil teşkil eder.‼ Peygamber Efendimiz, “Kul, kardeşinin yardımında bulunduğu sürece, Allah da kuluna yardım eder”‼ (Müslim, Zikr 37-38) buyururlar.
İnsan, hayatında küçük veya büyük çeşitli sıkıntılarla karşılaşabilir. İnsanı üzen, hüzünlendiren her şey bir sıkıntıdır. ‼Sıkıntıları gidermede de müslümanlar birbirlerinin yardımcılarıdırlar. Tıpkı ihtiyaçları gidermede olduğu gibi, bu konuda da Allah’ın mükâfatına nâil olurlar. Bu mükâfat, Allah’dan başka hiçbir dost ve yardımcının olmayacağı kıyamet gününde O’nun yardımını hak etmiş olmaktır.‼ İnanan insan için bundan büyük bir saâdet🌹 düşünülemez. Çünkü o günde herkesin Allah’ın sonsuz merhametine ihtiyacı olacaktır.‼ Dünyada hayırlı ameller işleyenler, karşılığını kıyamet gününde mutlaka göreceklerdir.‼
Bir müslümanın ayıbını ve kusurunu örtmek‼, ihtiyaç içinde ise bedenini örtmek,‼ yani onu giydirmek‼, Allah katında büyük savaplardandır.‼ Müslümanın bir suçunu veya hatasını örtbas etmek‼, ona usulüne uygun tarzda, mümkün olduğunca gizlice nasihatta bulunmaya, kendisini ikaz etmeye mani değildir.‼ Zaten bu hüküm açıktan ve herkesin arasında suç işlemeyenlerle alâkalıdır. Günahı ve suçu alenî yapanlar, ‼fâsık ve fâcirler bu hükmün dışında kalır.‼ Çünkü böylelerin suçunu ve günahını söylemek,‼ haram olan gıybet cinsinden sayılmaz.‼ İmam Nevevî, kusurlarının örtbas edilmesi gerekenlerin, kötülükleriyle meşhur olmayan iyi hal sahipleri olduğunu söyler.‼ Fâsık ve fâcir olanların ise, kötülüklerinden korkulmazsa, ulu’l-emre, İslâm devletinin yöneticilerine şikayet edilmesinin müstehap olduğunu söyler.‼ Böylelerinin suçunu örtbas etmek, onları daha çok cesaretlendirir‼ ve kötülüklerini artırmaya sebep olur.‼ Bu hükümler, olup bitmiş bir suçla ilgilidir. İşlenmekte olan bir suçu gören kimsenin, eğer gücü yetiyorsa ona engel olması vâciptir.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. Müslümanlar birbirinin din kardeşidirler.
2. Zulüm, her çeşit haksızlık haramdır.
3. Müslüman, müslüman kardeşini düşmana terketmemek, tehlikeye atmamakla yükümlüdür.
4. Müslümanların, birbirlerinin ihtiyacını görmesi, sıkıntılarını gidermesi ve kusurlarını, ayıplarını örtmesi kardeşlik görevidir. Böyle yapanlar, Allah katında mükâfatlandırılır.
Riyâ, kalbin Allahü teâlâdan başkasına‼ bağlılığından hâsıl olan kötü bir huydur.‼ Bu işiAllah için değil dünyâ menfaatlerine kavuşmak,‼ şan, şöhret, makam, mevki kazanmak‼ düşüncesiyle yapmaktır. Âhiret işlerini yaparak, âhiret yolunda olduğunu göstererek, dünyâ arzularına kavuşmak demektir.‼ Kısaca riyâ, dünyâ kazancına dînî âlet etmektir. ‼İbâdetlerini göstererek, insanların sevgisini kazanmaktır.‼
Dinde, ibâdetleri riyâ ile yapmak yasak edilmiştir. Ölümle veya bir uzvunu yok etmekle tehdit edilen,‼ zorlanan kimsenin‼ riyâ yapmasına izin verilmiştir.‼ Riyânın zıttı, aksi ihlâs’tır. İhlâs, dünyâ faydalarını düşünmeyip ibâdetlerini yalnız Allah rızâsı için yapmaktır. İhlâs sâhibi, ibâdet yaparken başkalarına göstermeyi hiç düşünmez. Bunun ibâdetlerini başkalarının görmesi ihlâsına zarar vermez. Hadîs-i şerîfte; “Allahü teâlâyı görür gibi ibâdet et! Sen görmüyor isen de O, seni görmektedir.” buyruldu. (Bkz. İhlâs)
İslâm dîninin, kötü huy saydığı ve böyle hareket edenlere acı azâb verileceğini bildirdiği riyâ, birçok işlerde ve ibâdetlerde olabilir:
Başkalarının sevgisine ve övgüsüne kavuşmak için dünyâ işleriyle onlara iyilik yapmak riyâ olur. İbâdetle olan riyâ bundan daha fenâdır.
İbâdetlerini başkalarına göstermek, onlara öğretmek ve teşvik etmek niyetiyle olursa riyâ olmaz 🌟ve çok sevap olur🌟. Ramazan orucunu tutmakta riyâ olmaz🌟. Allah rızâsı için farza başlayıp, sonradan hâsıl olan riyânın zararı olmaz. Riyâ ile yapılan farz ibâdetler sahîh, yâni geçerli olur. Fakat ibâdet borcu ödenmiş olur ise de sevâbı olmaz.
Riyâdan korkarak ibâdet terk edilmez‼‼! Allah rızâsı için namaza durup, namazı bitirinceye kadar hep dünyâ işlerini düşünürse, namazı olur. Bu, riyâ olmaz.‼
Allahü teâlâ, Mâûn sûresi 3, 4 ve 5’inci âyet-i kerîmelerinde meâlen; “Şiddetli azâb olsun (riyâ sûretiyle) namaz kılanlara ki, onlar namazlarından gâfildirler. Namazlarını insanlar yanında riyâ ile kılıp, yalnızken terk ederler.” ve Kehf sûresi 110’uncu âyetinde meâlen; “Rabbine kavuşmayı isteyen sâlih (iyi, yararlı) amel işlesin ve Rabbine yaptığı ibâdete hiç kimseyi ortak etmesin!” buyuruyor. Resûlullah’a, kurtuluş nededir? diye suâl edildiği zaman, cevâbında; “Kulun, Allahü teâlâya olan ameli (iş ve ibâdeti) ile insanları murâd etmemesindedir.”‼ buyurdu. Bir başka hadîs-i şerîfte; “Allahü teâlâ meleklerine, bu kimse ameliyle beni murâd etmedi. Onu siccînde (Cehennemde) tutun buyurur.” buyruldu.
Peygamber efendimiz bir hadîs-i şerîfte; “Sizin için en çok korktuğum şey küçük şirktir.” buyurunca, küçük şirk nedir, yâ Resûlallah? dediler. Reshulullah; “Cübb-il hüzn’den Allahü teâlâya sığınınız.” buyurdu. O nedir, yâ Resûlallah? dediler. “Cehennemde bir vâdidir. Riyâ ileKur’ân-ı kerîm okuyanlara hazırlanmıştır.”‼ buyurdu.
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
Başkalarına gösteriş için namazını güzel kılan,‼ yalnız olduğu zaman böyle kılmayan‼, Allahü teâlâyı tahkir etmiş olur.‼
Sizde bulunmasından en çok korktuğum şey, şirk-i asgara (küçük şirk)yakalanmanızdır. Şirk-i asgar, riyâ demektir.‼
Dünyâda riyâ ile ibâdet edene, kıyâmet günü, ey kötü insan! ‼Bugün sana sevap yoktur. Dünyâda kimler için ibâdet ettin ise, sevaplarını onlardan iste,‼ denir.
Allahü teâlâ buyuruyor ki, benim şerîkim(ortağım) yoktur. Başkasını bana şerîk eden, sevaplarını ondan istesin.‼ İbâdetlerinizi ihlâsla yapınız!‼ Allahü teâlâ, ihlâsla yapılan işleri kabul eder.‼‼
-
💮 SABAH (VE AKŞAM) DUA ve ZİKİRLERİ 💮 (1 KERE) AYET-EL KURSÎ ✳ اللَّهُ لاَ إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذ...
-
اللَّهُمَّ زِدْنَا وَلَا تَنْقُصْنَا، وَأَكْرِمْنَا وَلَا تُهِنَّا، وَأَعْطِنَا وَلَا تَحْرِمْنَا، وَآثِرْنَا وَلَا تُؤْثِرْ عَلَيْنَا، وَأ...
-
Musibet ve Belalar karşısında Okunacak Dualar başlığında öğreneceğimiz toplam 4 duamız olacak. Bu dualar da diğer öğrendiğimiz tüm dualar ...
-
( Y azdıklarım , Sevgi Binabdullah'a ait olup , Nisan 2017 İstanbul'da katıldığı bir kına gecesinde yapmış olduğu sohbetinden tuttuğ...
-
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hastalara ve ağrısı olanlara karşı okuduğu duâlar… Hazret-i Âişe –radıyallahu anha-’dan rivayete göre Neb...
HERKES İÇİN SİYER - 30. BÖLÜM (MEDİNE’NİN EN HÜZÜNLÜ GÜNÜ RESÛLULLAH’IN ➯devamı
Aralık 17 2020
HERKES İÇİN SİYER - 29. BÖLÜM (İNSANLIĞA EN BÜYÜK MESAJ: VEDA ➯devamı
Aralık 07 2020
HERKES İÇİN SİYER - 28. BÖLÜM (ZORLUK SEFERİ ➯devamı
Aralık 07 2020
HERKES İÇİN SİYER - 27. BÖLÜM (BİTMEK BİLMEYEN DAVET HIRSI: HEYETLER ➯devamı
Kasım 29 2020
HERKES İÇİN SİYER - 26. BÖLÜM (BİR MEKTEP OLARAK ➯devamı
Kasım 23 2020