Şifa veren Dualar ...EFSUN ve RUKYE nedir ?
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hastalara ve ağrısı olanlara karşı okuduğu duâlar…
Hazret-i Âişe –radıyallahu anha-’dan rivayete göre Nebiyy-i Ekrem –sallallahu aleyhi ve sellem– kendilerine bir hasta getirildiğinde şöyle duâ ederlerdi;
Türkçe Okunuşu: Ezhibil-be’se rabben’nasi eşfi ve enteş’şafi la şifae illa şifauke şifaen la yugadiru sekame
“Bu hastalığı gider ey insanların Rabbi! Şifâ ver, çünkü şifâ verici sensin. Senin vereceğin şifâdan başka şifâ yoktur. Öyle şifâ ver ki hiç bir hastalık bırakmasın.” (Buhârî, Merdâ, 20; Müslim, Selâm, 46; Ebû Dâvud, Tıbb, 18, 19)
Yine Âişe –radıyallahu anha-’dan rivayete göre Nebiyy-i Ekrem –sallallahu aleyhi ve sellem– Efendimiz, kendisine bir hastanın şifâ bulması için duâ talebedildiği zaman:
Türkçe Okunuşu: Bismillahi turbetu ardina ve riikatu ba’dina yeşfi sakimuna bi-izni rabbina.
“Allah’ın adıyla duâya başlarım. Bizim yerimizin toprağı ve birimizin tükrüğü vesilesiyle Allah’ın izniyle hastamız şifâ bulur.” (Buhârî, Tıbb, 38; Müslim, Selâm, 54; Ebû Dâvud, Tıbb, 19)
PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) HASTA OLDUĞUNDA OKUDUĞU DUA
Nebiyy-i Ekrem –sallallahu aleyhi ve sellem– Efendimiz rahatsızlandıkları zaman onu Cibril tedavi eder ve:

Türkçe Okunuşu: Bismillahi arkıyke min kulli şeyin yu’zike min şerri kulli nefsin ev aynin hasidin, Allahu yeşfike bismillahi arkıyke.
“Allah’ın ismiyle seni rahatsız eden her şeyden sana okurum. Her nefsin veya hasetçi her gözün şerrinden Allah sana şifâ versin. Allah’ın adıyla sana okurum.” derdi.(Müslim, Selâm 40)
Peygamberimiz bir rahatsızlıkları olduğu zaman Muavvizeteyn sûrelerini okur, kendi üzerine üfler ve onu eliyle üzerinden silerdi. Ve şöyle buyururlardı:

Türkçe Okunuşu: Bismillahi Allahümme dâvini bi devaike veşfini bi şifaike ve ağnini bi fadlike ammen sivâk vahzer anni ezake.
ŞİFA VEREN DUÂ
“Allah’ın ismiyle. Ey Rabbim! Beni kendi devân ile tedavi et, bana kendi şifân ile şifâ ver ve beni kendi fazlınla Senden başkalarından müstağni kıl ve beni ezalardan uzak tut.” (Heysemî, X, 180)
Henüz eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret eden bir mü’min yedi defa:

Türkçe Okunuşu: Es-elullahil-azime rabbel arşil aziim en yeşfiyeke.
“Büyük Allah’tan, büyük Arş’ın Rabbi Allah’tan sana şifâ vermesini istiyorum!” derse muhakkak afiyet bulur. (Ebû Dâvud, Cenâiz, 8; Tirmizî, Tıbb, 32; İbn Hanbel, I, 2
Hadislerle Efsun ve Rukye
Efsun ve Rukye Nedir?
Efsun ve rukye iki kısıma ayrılır:
Birincisi Haram Olan: Efsun ve Rukye her ikisi de okuyup üflemekle insanı etki altına almak manalarına gelir. Bunun haram olanı büyü ve sihir yapan cincilerin uğraştığı, ayet ve dua dışında olan ve Allah’tan gayrını duaya ortak eden küfür ve şirk işleridir. Ayet ve duaları kullansalar bile bunun yanına meleklerin ismini yazarak veya Ashab-ı Kehf olan kimselerin isimlerini ve hatta köpeklerinin de ismini yazmaları yaptıkları işi batıla çeviren hususlardandır.
İkincisi Helal Olan: Hak olan Efsun ve Rukye’ye gelince; Kur’an’dan ayetler veya dualar okuyup şifa dilemektir. Hastaya eliyle dokunmak ve ona üflemeye de Efsun denir. Halk arasında avsunlamak diye tabir edilen bu tedavi Allah’tan şifa dilemeye muvafık olduğu sürece helal olan bir tedavi yoludur.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) içerisinde küfür ve şirk olmayan okuyup üflemeye müsaade etmiş, hatta tavsiye etmiştir. Bu duaları yazıp boyuna veya duvarlara asmak asılsız işlerdendir. Zira ne Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ne de onun ashabı böyle bir şey yapmamışlardır. Bilakis yasaklamışlardır.
(1) İmrân bin Husayn (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Göz değmesinden ve zehirli hayvanların sokmasından başka hiçbir şey için rukye yoktur’ buyurdu.”
Ebu Davud 3884
(2) Avf bin Mâlik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Biz cahiliye döneminde rukye yapıyorduk. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e:
−Ey Allah’ın Rasulü! Bu rukye hakkında ne buyurursun? dedik.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Rukyenizi bana arzedin, içerisinde şirk olmadıkça rukyede bir sakınca yoktur’ buyurdu.”
Ebu Davud 3886
(3) Abdulaziz bin Suheyb (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Enes (Radiyallahu Anh), Sabit el-Bunânî’ye:
−‘Seni Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in duası ile tedavi edeyim mi?’ dedi.
Sabit el-Bunânî’de:
−‘Evet’ dedi.
Bunun üzerine Enes (Radiyallahu Anh):
اَللَّهُمَّ رَبَّ النَّاسِ، مُذْهِبَ الْبَاسِ، اِشْفِ اَنْتَ الشَّافِي، لاَ شَافِيَ اِلاَّ أَنْتَ، اِشْفِهِ شِفاَءً لاَ يُغاَدِرُ سَقَماً
−‘Ey insanların Rabbi ve sıkıntıların gidericisi olan Allah’ım! Şifa ver! Sen şifa vericisin. Sen’den başka bir şifa verici yoktur. Buna hiç hastalık bırakmayan bir şifa ver.’ diyerek dua etti.”
Ebu Davud 3890
(4) Osman bin Ebi’l-Âs (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldim ve:
−Bende bir ağrı var, neredeyse beni helak edecek dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana:
−‘Sağ elinle ağrıyan yeri yedi defa ovala ve:
أَعُوذُ بِعِزَّةِ اللهِ وَقُدْرَتِهِ مِنْ شَرِّ مَا أَجِدُ
Duyduğum ağrının şerrinden Allah’ın izzet ve kudretine sığınırım diye dua et’ buyurdu.
Ben bunu yaptım, Aziz ve Celîl olan Allah bendeki bu ağrıyı giderdi. O günden beri aileme ve başkalarına sürekli bunu tavsiye ediyorum.”
Ebu Davud 3891
(5) Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh)’ın hanımı Zeynep (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Yaşlı bir kadın humre hastalığını okumak için bize gelirdi. Abdullah eve gireceği vakit öksürerek ses çıkarırdı. Bir gün Abdullah eve geldi kadın onun sesini işitince korkusundan sedirin altına gizlendi. Abdullah yanıma geldi oturudu. Bana dokundu ve (belimde) ip buldu ve bana:
−Bu nedir? dedi.
Ben de dedim ki:
−Humreden dolayı benim için okunmuş rukyedir. Onu çekip koparıp attı ve şöyle dedi:
−Andolsun ki Abdullah’ın âilesi şirkten uzaktır. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i şöyle buyururken işittim:
−‘Şüphesiz temaim ve tivele şirktir.’
Zeynep (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
−Ben bir gün dışarı çıktım biri bana baktı ve gözümden yaş aktı. Gözümü okuduğum vakit yaş akması kesildi. Okumayı terk ettiğim vakit ise gözümden yine yaş aktı.
Abdullah ibni Mesud (Radiyallahu Anh) dedi ki:
−O şeytandır. Ona itaat ettiğin vakit seni bıraktı. Ona asi olduğun vakit parmağını gözüne soktu. Eğer sen Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yaptığı gibi yapsaydın daha hayırlı ve şifa bulmaya daha layık olurdun. Gözüne suyu serpersin ve şöyle dersin dedi.”
أَذْهِبِ الْبَاسَ رَبَّ النَّاسِ اِشْفِ، أَنْتَ الشَّافِي لاَشِفَاءَ إِلاَّ شِفَاؤُكَ، شِفَاءً لاَ يُغَادِرُ سَقَماً
Temaim: Temimenin çoğuludur.
Tivele: Karı koca arasında ki muhabbeti artırmak veya onları ayırmak için yapılan şey.
İbni Mace 3530, Ebu Davud 3883, Ahmed 3615
(6) Amr bin Şuayb (Radiyallahu Anh) babasından oda dedesinden şöyle rivayet etti:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sahabelerine korkudan kurtulmaları için şu kelimeleri öğretiyordu:
اَعُوذُ بِكَلِماَتِ اللهِ التاَّمَّةِ، مِنْ غَضَبِهِ وَشَرِّ عِبَادِهِ، وَمِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ وَأَنْ يَحْضُرُونَ
“Allah’ın tam olan kelimeleri ile gazabından, kullarının şerrinden, şeytanların vesveselerinden ve şeytanların hazır olmasından sığınırım.”
Ebu Davud 3893
(7) Hârice bin Salt et-Temîmî (Radiyallahu Anh), amcasından şöyle rivayet etti:
“Amcam, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanına gelip Müslüman olmuş. Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanından ayrılıp geri dönmüş. Daha sonra bir topluluğa uğramış. Onların yanında demirle bağlanmış deli bir adam varmış. O delinin ailesi amcama:
−Bize anlatıldığına göre şu sizin arkadaşınız (Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem) hayırla gelmiş. Senin yanında bu deliyi tedavi edecek bir şey var mı? diye sormuşlar.
Bunun üzerine amcam şöyle devam etti:
Deliye Fâtiha ile rukye yaptım ve deli iyi oldu. Bana yüz tane koyun verdiler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e gelip bunu anlattım.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Bundan başka (okuduğun bir şey) var mı?’ diye sordu.
Ben de:
−Hayır dedim.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘O koyunları al! Allah’a yemin ederim ki, bâtıl rukye karşılığında aldığını yiyen nice insanlar vardır. Allah’a yemin olsun ki, sen hak olan rukye karşılığında aldığını yiyorsun’ buyurdu.”
Ebu Davud 3896
(8) Suheyl’in babası Ebu Salih (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Eslem kabilesinden bir adam şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanında oturuyordum, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in sahabelerinden biri gelip şöyle dedi:
−Ey Allah’ın Rasulü! Bu gece zehirlendim ve sabaha kadar uyuyamadım dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona:
−‘Seni zehirleyen nedir’ dedi.
Sahabe:
−Akreptir dedi.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘Eğer sen akşamladığın vakit:
اَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللهِ التَّاماَّتِ مِنْ شَرِّ ماَ خَلَقَ
Yarattığı şeylerin şerrinden Allah’ın tam olan kelimelerine sığınırım diye dua etmiş olsaydın Allah Azze ve Celle dilerse zarar veremezdi’ buyurdı.”
Ebu Davud 3898
(9) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), aile fertlerinden biri hastalanınca, sağ eliyle hastayı sıvazlar ve:
اللَّهُمَّ ربَّ النَّاسِ، أَذْهِب الْبَأسَ، واشْفِ، أَنْتَ الشَّافي لا شِفَاءَ إِلاَّ شِفَاؤُكَ، شِفاءً لا يُغَادِرُ سقَماً
‘Ey İnsanların Rabbi olan Allah’ım! Hastalığını giderip, şifa ver. Şifayı veren ancak Sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Buna, hiçbir hastalık bırakmayacak şekilde şifa ver!’ diye dua ederdi.”
Buhari, Müslim, Tirmizi, İbni Mace
(10) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Kim, henüz eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret eder de onun yanında yedi kere:
بِسْمِ اللهِ، أَسْأَلُ اللَّهَ الْعَظِيمَ رَبَّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ أَنْ يَشفِيَكَ
Allah’ın adıyla, büyük arşın sahibi yüce Allah’tan sana şifa vermesini dilerim diye dua ederse, Allah o hastayı iyi eder’buyurdu.”
Ebu Davud, Tirmizi
SAHİH KAYNAKLARDAN ELIMIZE ULAŞAN EFENDIMIZ SALLALLAHU ALEYHİVE SELLEM IN TEDAVİ METODUDUR.
DİLEYEN BUNLARI KAYDEDER VE UYGULAR.
ALLAH BÜTÜN HASTALARA ŞİFALAR VE HEPİMİZE DE SAHIH KAYNAKLARLA BESLENİP SÜNNETİ UYGULAMAYI NASİP ETSİN
ALLAHÜMME AMİN
-
💮 SABAH (VE AKŞAM) DUA ve ZİKİRLERİ 💮 (1 KERE) AYET-EL KURSÎ ✳ اللَّهُ لاَ إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذ...
-
اللَّهُمَّ زِدْنَا وَلَا تَنْقُصْنَا، وَأَكْرِمْنَا وَلَا تُهِنَّا، وَأَعْطِنَا وَلَا تَحْرِمْنَا، وَآثِرْنَا وَلَا تُؤْثِرْ عَلَيْنَا، وَأ...
-
Musibet ve Belalar karşısında Okunacak Dualar başlığında öğreneceğimiz toplam 4 duamız olacak. Bu dualar da diğer öğrendiğimiz tüm dualar ...
-
( Y azdıklarım , Sevgi Binabdullah'a ait olup , Nisan 2017 İstanbul'da katıldığı bir kına gecesinde yapmış olduğu sohbetinden tuttuğ...
-
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hastalara ve ağrısı olanlara karşı okuduğu duâlar… Hazret-i Âişe –radıyallahu anha-’dan rivayete göre Neb...
HERKES İÇİN SİYER - 30. BÖLÜM (MEDİNE’NİN EN HÜZÜNLÜ GÜNÜ RESÛLULLAH’IN ➯devamı
Aralık 17 2020
HERKES İÇİN SİYER - 29. BÖLÜM (İNSANLIĞA EN BÜYÜK MESAJ: VEDA ➯devamı
Aralık 07 2020
HERKES İÇİN SİYER - 28. BÖLÜM (ZORLUK SEFERİ ➯devamı
Aralık 07 2020
HERKES İÇİN SİYER - 27. BÖLÜM (BİTMEK BİLMEYEN DAVET HIRSI: HEYETLER ➯devamı
Kasım 29 2020
HERKES İÇİN SİYER - 26. BÖLÜM (BİR MEKTEP OLARAK ➯devamı
Kasım 23 2020