SILA-İ RAHİM

Sıla-i Rahim Nedir?

Sıla, ilişki içerisinde olmak, kavuşmak, ulaşmak demektir. Rahim de akrabalara denir. Hafız İbn Hacer şöyle der:

Rahim akrabalara denir. Akrabadan kasıt ise varis olsun veya olmasın, mahremi olsun veya olmasın onlarla arasında nesep bağı olan herkese denir.

Molla Aliyyulkari’nin söylediği gibi sıla-i rahim : akraba ve hısımlara iyilik etmek , onlara şefkat ve merhamet göstermek, görüyüp gözetmekten kinayedir.

Kur’an-ı Kerim, sıla-i rahimi tavsiyede bulunmuş, akıl sahiplerinin bir işi olarak saymış, sıla-i rahimde bulunmamayı da fısk ve bunu yapan (ilişkiyi kesen) kimseyi de fasık olarak kabul etmiştir.Ömre ve mala bereket vesilesi… Akrabalık bağları

Yüce dinimiz İslâm, bizlere, Allah’a ibadet etmenin yanı sıra, çeşitli konularda bazı görev ve sorumluluklar da yüklemiştir. Hısım ve akrabalarımıza karşı hak ve görevlerimiz de bu tür yükümlülüklerimizdendir.

Bu bağlamda, kısaca “akrabalık bağı” demek olan sıla-i rahim, dinimizin üzerinde önemle durduğu bir toplumsal iletişim ilkesidir.

Sıla-i rahim, kan veya evlilik bağıyla oluşan akrabalıklarda, onlara iyilikte ve yardımda bulunma, ziyaret etme, ilgilenme ve akrabalık bağlarını güçlendirip koruma şeklinde kendini gösterir.

Bilindiği gibi, insana en yakın olanlar; anne, baba, dede, nine, kardeşler, torun, amca, dayı, hala, teyze ve diğer yakınlardır. İmkânlarımız ölçüsünde maddî ve manevî yönden akrabalarımıza faydalı olmak, hizmet etmek, ilgi ve alâka göstermek, yerine göre iletişim araçlarıyla da olsa onlarla irtibatı devam ettirmek, dinî bir görevimizdir. insanın diğer insanlarla olan ilişkileri,   yakınları  ile olan ilişkilerine göre şekillenmektedir. Buna göre yakınları ile iyi ilişkiler içinde olmayan insan, diğer insanlarla nasıl iyi ilişkiler  içinde olabilir? Toplumdaki sevgi ve dayanışma bağlarının çözülmesi aileden başlar, komşulara ve diğer kesimlere sirâyet eder, neticede fert ve toplumsal bazda ahenk bozulur                        


Kur’an-ı Kerim’de, 

وَاعْبُدُواْ اللّهَ وَلاَ تُشْرِكُواْ بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَبِذِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَالْجَارِ ذِي الْقُرْبَى وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالجَنبِ وَابْنِ السَّبِيلِ وَمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ إِنَّ اللّهَ لاَ يُحِبُّ مَن كَانَ مُخْتَالاً فَخُورًا 

  “Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, idare ve himayeniz altında olanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez. âyeti Müslümanların yapması gerekli görevlerden bir kısmını dile getirmektedir. Allah’a ibadet dışında başta ana-baba olmak üzere toplumun ilgiye muhtaç diğer sınıf ve bireyleri ile iyi ilişkiler kurulması bir görev olarak vurgulanmaktadır. Âyete konu olan gruplarla iyi ilişkiler kurabilmenin yollarından birisi de sıla-i rahim kavramı içinde değerlendirilen ve belki de onun özünü teşkil eden ziyarettir. Zira nice yalnız anne-babalar, akrabalar bir dost, evlat, yakın yolu gözlemektedir. Kendilerinin halini soracak, bir nebze olsun dertlerini paylaşacak evlatlar, akrabalar, dostlar zaman zaman ne kadar da aranır. Şurası bir gerçek ki gün geçtikçe yalnızlaşıyoruz. Gerek akrabalarımız gerekse diğer insanlarla ilişkilerimiz daha da zayıflıyor. Kendimizin dışındaki insanları ve onların problemlerini gün geçtikçe umursamaz oluyoruz. Huzuru, sevinci, üzüntüyü, varlığı, yokluğu bireysel olarak yaşamaya doğru hızla ilerliyoruz. Oysa problemler, üzüntüler paylaşıldıkça hafifler, aynı şekilde de sevinçler de paylaşıldıkça bir anlam kazanır. Ahlakımız, ticaretimiz, sanatımız, dinlenme ve eğlence kültürümüz, insanî ilişkilerimiz gittikçe yozlaşmaktadır. Bunun en önemli sebebi modern dünyanın bizlere sunduğu hayat tarzı ve kendi değerlerimizden uzaklaşmamız olsa gerek.  Kentlere doğru yaklaştıkça akraba ilişkilerinin zayıfladığını, hatta kaybolma noktasına geldiğini görmekteyiz. Oysa dinimiz, bir taraftan akraba ilişkilerini mümkün mertebe kuvvetlendirmemizi, onlardan muhtaç konumda olanları koruyup kollamamızı emrederken, diğer taraftan da yakınlarla ilişkilerimizi  koparmamızı yasaklamaktadır. Dinimizde sıla-i rahimin, bu derece önemli görülmesinin temelinde, işte bu tür kaygıların yattığı ifade edilebilir. Bu itibarla sıla-i rahimin, bu tür problemlerin çözümünde etkin bir yol olduğu söylenebilir.                 

Toplumun çekirdeğini oluşturan aile ve onun etrafını sıkıca saran akrabalar arasındaki bağ ne kadar sağlam olursa, toplum da o kadar sağlam ve güçlü olur. Çünkü fert ve toplumların birbirlerini sevmelerinin mayası sıla-i rahimdir. Bu yüzden Yüce Allah, akrabalık bağını koparmaktan kesinlikle bizi sakındırmaktadır. Muhammed Suresi 22. ve 23. ayetlerde şöyle buyrulmaktadır:

“Demek, yüz çevirdiğinizde yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak ve akrabalık bağlarını koparacaksınız, öyle mi? İşte bunlar, Allah’ın lânetleyip kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir.”

Akrabalık bağlarını koparanlar ve bozgunculuk çıkaranlar aynı zikredilmiştir. 
Akrabalık bağını koparıp da  Allah ın lânetine uğramaktan ve sağır ve kör olanlardan olmakdan Rabbimize sığınalım.
Sebebimiz ne olursa olsun asla akrabalık bağını koparanlardan olmayalım.Dünyevi meseleler ne kadar büyük olursa olsun asla akrabalık bağlarını koparmak için sebep olmamalıdır.          
    

 Sıla-i Rahim ile İlgili Ayetler

Kur’an-ı Kerim‘de birçok ayette Allahu Teala, bizlere akrabayı koruyup gözetmemizi, sıla-i rahimde bulunmamızı buyurmuştur.

Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da (onun türünden) eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, üzerinizde bir gözetleyicidir.

| Nisa Suresi / 1. Ayet Meali

Başka bir ayet-i kerime de ise;

Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.

| Nahl Suresi / 90. Ayet Meali

Akrabalık bağlarını koparıp, sıla-i rahimi kesen kişilerin nasıl muamele göreceklerini ise Rabbimiz şöyle bildiriyor :

Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozanlar, Allah’ın korunmasını emrettiği şeyleri (akrabalık bağlarını) koparanlar ve yeryüzünde fesat çıkaranlar var ya; işte lânet onlara, yurdun kötüsü (cehennem) de onlaradır.

| Ra’d Suresi / 25. Ayet Meali

Demek, yüz çevirdiğinizde yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak ve akrabalık bağlarını koparacaksınız, öyle mi? İşte bunlar, Allah’ın lânetleyip, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir.

| Muhammed Suresi / 22-23. Ayet Meali

Allahu Teala, iyilik yapmak, yardımda bulunmak isteyenlerin kimlere yardım etmesi gerektiğini bildirirken anne ve babadan sonra akrabaları söylemiştir.

İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.

| Bakara Suresi / 177. Ayet Meali

Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki :
“Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir.“

| Bakara Suresi / 215. Ayet Meali                        


Sıla-i Rahim Nasıl Yapılmalıdır?

Bazıları sıla-i rahimi sadece malla yapılanla sınırlandırmışlardır. Ancak bu doğru değildir. Çünkü sıla-i rahimkavramı daha geniş bir kavramdır. Sıla-i rahim ; akrabalara iyilikleri ulaştırmak, kötülükleri onlardan uzaklaştırmaktır. Bu malla veya başka şeylerle yapılabilir.

İmam İbn Ebi Hamza şöyle der :

Sıla-i rahim malla olur, muhtaca yardım, zararı def etmek, tebessüm ve dua ile olur.

Başka bir ifadeyle ve kısaca sıla-i rahim; akrabalarımıza güç nisbetinde mümkün olan hayırları ulaştırmak ve onlardan def’i mümkün şerleri def etmektir. Sıla-i rahim konusunda dikkat edilecek hususlardan biri de şudur: İyilik, karşılık bekleyerek yapılmamalı, sadece görüp gözeten yakınlara karşı sıla-i rahimde bulunulmamalı; aksine, unutan, akrabalık bağlarını koparanlara karşı da bu görev yerine getirilmelidir. Bu konu ile ilgili bir hadis-i şerifte Peygamberimiz Hz. Muhammed aleyhissalatu vesselam şöyle buyurmuştur;

İyiliğe benzeri ile karşılık veren kişi, tam anlamıyla akrabasını görüp gözetmiş olmaz. Hakiki sıla, kişinin kendisi ile ilgiyi kesenleri görüp gözetmesidir.

| Buharî, Edeb, 15

Yukarda da belirtildiği gibi!!!
Altını çizelim!!!
İYİLİK KARŞILIK BEKLEYEREK YAPILMAMALI✔ HATTA BİR TEŞEKKÜR BEKLENTİSİ BİLE KARŞILIK BEKLEMEKDİR.ASIL İYİLİK KENDİSİ İLE İLGİYİ KESENLERİ GÖRÜP GÖZETMEKDİR✔.
BUNU DA ANCAK OLGUN MÜ'MİNLER YAPABİLİR.✔
EY RABBİMİZ🌿;BİZLERE DE HAKİKİ İMAN VER Kİ✔ NEFİSLERİMİZE YENİK DÜŞMEDEN BU SILA İ RAHİM MESELESİNDEKİ EMİRLERİNE İTAAT EDELİM✔ VE GEÇMİŞİ UNUTUP YENİ BİR SAYFA AÇIP AFFEDENLERDEN OLUP✔😊 SENİN RAHMETİNE ERELİM.🕋
HEPİMİZİN MUTLAKA ACI DUYDUĞUVE UNUTAMADIĞI MAZİSİ VARDIR.💔SEN BİZLERE UNUTTUR YA RAB💚.KALBİMİZİ BÜTÜN MANEVİ HASTALIKLARDAN ARINDIR💚 BU RAMAZANDAN SAĞLIKLI BİR KALBLE 💕BAYRAMA GİREBİLMEYİ BİZLERE LÜTFEYLE.
AMİN AMİN AMİN                        
                 
Sıla-i Rahim ile İlgili Hadisler

Peygamberimiz Hz. Muhammed aleyhissalatu vesselam, hadis-i şeriflerinde bizlere, akrabayı koruyup gözetmemizi ve sıla-i rahimde bulunmamızı ve bunların önemini buyurmuştur. Ebu Eyyub el-Ensari radıyallahu anh şöyle dedi :

Bir adam Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek ;

− “Ya Rasulallah, beni Cennete sokacak bir ibadet söyler misiniz?” dedi.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem :

− “Allah’a ibadet eder ve O’na hiç bir şeyi ortak koşmazsın, namaz kılar, zekât verir ve sıla-i rahim yaparsın.” buyurdu.

| Buhari

Hz.Aişe radıyallahu anha’nın rivayet ettiği hadis-i şerifte ;

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem :

“Rahim, Arş’a asılmış der ki : Beni gözeteni Allah gözetsin, beni terk edeni Allah terk etsin” buyurdu.

| Müslim

Hz.Cubeyr bin Mut’im radıyallahu anh şöyle dedi :

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem :

“Akrabalık bağlarını kesip koparan kimse Cennete giremez” buyurdu.

| Buhari, Müslim

Hz.Enes bin Malik radıyallahu anh şöyle dedi :

Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem :

“Her kim rızkının bol olmasını ve ecelinin gecikmesini istiyorsa sıla-i rahim yapsın” buyurdu.

| Müslim

Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselam’ın, yapıldığı zaman müslümanların Cennete girmelerine sebep olacağını haber verdiği amellerin içinde sıla-i rahim de bulunuyor.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor :

“Ey insanlar! Birbirinize selâm verin, sıla-i rahim yapın, yemek yedirin! Geceleyin insanlar uyurken namaz kılın ki selâmetle Cennete giresiniz.“

| Tirmizi

Bir başka hadis-i şerifte ise ;

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor :

“Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse sıla-i rahim yapsın.“

| Buhari, Müslim


ALTINI ÇİZELİM!!!!
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem :

“Rahim, Arş’a asılmış der ki : Beni gözeteni Allah gözetsin, beni terk edeni Allah terk etsin” buyurdu.

EY KARDEŞİM!!!
ALLAH RESULÜ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM 'İN SÖZÜ
KİM AKRABAYI GÖZETİR,KORUR VE ZİYÂRET EDERSE;ALLAH DA O'NU KORUYACAK,KİM AKSİNİ YAPIP DA ESKİLERİ DEPREŞTİRİP ESKİ YAPILANLARI UNUTMAYIP DA AKRABASI İLE DARGIN KALIP AKRABISINI TERK EDERSE ALLAH CELLE DE O'NU TERK EDER.
LUTFEN; MESELE ÇOK ÖNEMLİ VE DE TEHLİKELİDİR. HİÇBİR MESELE RABBİNİN EMRİNDEN DAHA ÖNEMLİ VE HİÇBİR TEHDİD DE RABBİNİN AZABINDAN DAHA BÜYÜK OLAMAZ!!!!!!!!!!
KENDİNE GEL VE ASLA KENDİNE KURTULUŞ VE SAVUNMA YOLLARI ARAMA.EMİR AÇIK VE BELLİDİR.
BU MÜBAREK GÜNLERİ VESİLE KIL AKRABALARINLA KAYNAŞ VE RABBİNİN RIZASINI KAZAN VE KURTULANLARDAN OL
BUNU KENDİN İÇİN YAPACAKSIN;KENDİNLE VE RABBİNİN EMİRLERİYLE BARIŞIK OLMAK İÇİN ÇÜNKÜ KAZANANLAR 
SABREDENLER, AFFEDENLER VE İYİLERDİR.     
                   

Halid b. Zeyd (Ebu Eyyub el-Ensarî) (r.anh)'den rivayet edildiğine göre: 
Bir adâm Hz. Peygamber'e gelerek: "-Yâ Rasûlallah; beni Cennete sokacak bir ibadet söyler misiniz?" dedi... 
Rasûlullah şu cevabı verdi: "Allah'a ibadet eder ve O'na hiç bir şeyi ortak koşmazsın, namaz kılar, zekât verir ve sıla-i rahim edersin" (Buharî, Zekât, 1)

Sıla-i rahim; her türlü hayır işlerinde akraba ve yakınların görülüp gözetilmesidir. 
Kur'an ve sunnette; bunun, namaz, zekât gibi farz ibadetlerden hemen sonra zikredilmesi, İslâmdaki önemini göstermektedir. Alimler sıla-i rahimde bulunmanın vacib olduğu görüşündedirler. Bunun, terkedilmesi, yani akraba ve yakınlarla olan ilgisinin kesilmesi, büyük günâh sayılmıştır. 
"Allah'tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının" (Nisâ, I)
"Onlar ki Allah'ın gözetilmesini emrettiği hakları gözetirler (akrabalık bağlarını devam ettirirler ve iyilikte bulunurlar); Rablerine saygı beslerler ve kötü hesaptan korkarlar..." 
Fakat Allah'ın tevhid akidesini kabullendikten sonra onu bozanlar ve Allah'ın bağlanmasını emrettiği bağları koparanlar (akrabalık bağlarını kesenler) ve yeryüzünü fesada verenler var ya; işte bunlar, lânet onlara ve yurdun kötüsü Cehennem de onlara"(Ra'd 21-25)

Ayet ve hadislerde geçen "rahim"(akraba) sözünün hangi derecede akrabaları içine aldığı hususunda farklı görüşler vardır. Bazılarına göre kendileriyle evlenilmesi haram olanlar; bazılarına göre vârisler akraba sayılır. Bazı âlimler de, mahrem olsun olmasın, kişinin bütün yakınları akraba (rahim)dir demişlerdir. Bu son görüş, toplumsal yardımlaşma bakımından daha kapsamlıdır.

Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur:"Her Cuma gecesi insanoğlunun amelleri Allah'a arz olunur: Yalnız sıla-i rahimde bulunmayanların amelleri kabul olunmaz" (Ahmed b. Hanbel, Musned, II, 484).

Yine Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
" Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse akrabasını görüp gözetsin"(Buharî, İlim, 37; Muslim, İmam, 74-77).
"Akrabalık, Arş'ta asılıdır. Der ki: "-Beni gözeteni Allah gözetsin; beni terk edeni Allah terk etsin" (Muslim, Birr ve Sıla, 17);
"Akrabalık bağlarını kesip koparan kimse Cennete giremez" (Buhari, Edeb, 11);
"Her kim rızkının bol olmasını ve ecelinin gecikmesini istiyorsa akrabasını görüp gözetsin" (Buhari, Edeb, 12);
"Ey insanlar, birbirinize selâm verin, akrabanızı gözetin, yemeği yedirin! Geceleyin insanlar uyurken namaz kılın ki selâmetle Cennete giresiniz" (Tirmizî, Et'ime, 45).
"Yoksula yapılan sadaka bir sadakadır. Bu sadaka akrabaya yapılmışsa iki sadaka demektir. Biri sadaka, diğeri sıla-i rahimdir ki bu da sadaka sayılır"(Tirmizi, Zekât, 26).
Rasûlullah (s.a.v): "Teyze, anne yerindedir" (Tirmizi, Birr, 5)

Sıla-i rahim konusunda dikkat edilecek hususlârdan biri de şudur: İyilik, karşılık bekleyerek yapılmamalı, sadece görüp gözeten yakınlara karşı sıla-i rahimde bulunulmamalı; aksine, unutan, akrabalık bağlarını koparanlara karşı da bu görev yerine getirilmelidir. Hz. Peygamber şöyle buyuruyor:

"İyiliğe benzeri ile karşılık veren kişi, tam anlamıyla akrabasını görüp gözetmiş olmaz. Hakiki sıla, kişinin kendisi ile ilgiyi kesenleri görüp gözetmesidir" (Buharî, Edeb, 15).
"Demek idâreyi ve hâkimiyeti ele alırsanız hemen yer yüzünde fesad çıkaracak, akrabalık bağlarını bile parçalayıp keseceksiniz öyle mi? Onlar öyle kimselerdir ki Allah kendilerini rahmetinden kovmuş da duygularını almış ve gözlerini kör eylemiştir."(Muhammed, 22-23)                        

وَاعْبُدُواْ اللّهَ وَلاَ تُشْرِكُواْ بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَبِذِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَالْجَارِ ذِي الْقُرْبَى وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالجَنبِ وَابْنِ السَّبِيلِ وَمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ إِنَّ اللّهَ لاَ يُحِبُّ مَن كَانَ مُخْتَالاً فَخُورًا

 “Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, idare ve himayeniz altında olanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.”[3]  Ayrıca Bakara, 2/27; Enfal, 8/75; Ra’d,13/25; İsra, 17/26; Casiye, 45/34 ayetlerine bakılabilir.


من سره أن يبسط له في رزقه، وأن ينسأ له في أثره، فليصل رحمه

       “Kim, rızkının  genişletilmesini, ecelinin uzatılmasını isterse sıla-i rahim yapsın.”[4]

الصَّدَقَةُ عَلَى المسكينِ صَدقةٌ وهي عَلَى ذِي الرَّحمِ ثِنْتَانِ صَدقَةٌ وصِلَة

“Yoksula bir şey vermek sadakadır. Akrabaya bir şey vermenin ise iki sevabı vardır. Birisi sadaka sevabı, diğeri de akrabayı görüp gözetme sevabıdır”[5]

 لا يدخل الجنة قاطع  “Akrabalarıyla ilişkiyi kesen Cennet'e giremez” [6]

جاء رجل إلى النبي صلى الله عليه وسلم. فقال: دلني على عمل أعمله يدنيني من الجنة ويباعدني من النار. قال: "تعبد الله لا تشرك به شيئا. وتقيم الصلاة. وتؤتي الزكاة. وتصل رحمك" فلما أدبر، قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "إن تمسك بما أمر به دخل الجنة" 

Bir seferinde bedevinin birisi Peygamberimizin önüne geçip bindiği devenin yularını tuttuktan sonra:

- Ey Allah’ın Resûlü, beni cennete yaklaştıracak ve cehennemden uzaklaştıracak  bir ameli bana haber verir misiniz, dedi. Orada bulunanlar:

- Buna ne oluyor, buna ne oluyor, demeye başladılar. Peygamberimiz:

- Ne olacak, ihtiyacı var ki soruyor, dedikten sonra Bedeviye şu cevabı verdi:

“Allah’a ibadet eder, O’na hiçbir şeyi ortak koşmaz, namazı doğru kılar, zekatı verir, yakınlarını ziyaret edersin. Adam uzaklaşınca Peygamber (s.a.s); Emrolunduğu şeyleri yaparsa cennete girer.”[7]  buyurdu.

Sıla-i rahimin en güzeli akrabadan muhtaç olanları ziyaret ederek onlara yardım etmek ve geçim darlıklarını hafifletmektir. Sıla-i rahim görevini ihmal etmek, Allah’ın rahmetinin üzerimizden kesilmesine sebeptir. Peygamberimiz buyuruyor:

ليس الواصل بالمكافئ، ولكن الواصل الذي إذا قطعت رحمه وصلها

“Akrabadan gelen iyiliğe misliyle karşılık veren kimse tam manasıyla akrabasına sıla etmiş değildir. Gerçek sıla, kendisiyle ilgiyi kesenleri görüp gözetmektir.”[8] buyurmuşlardır.  Bir başka hadisinde Peygamber (s.a.s.) Efendimiz; 

إن الله خلق الخلق. حتى إذا فرغ منهم قامت الرحم فقالت: هذا مقام العائذ من القطيعة. قال: نعم. أما ترضين أن أصل من وصلك وأقطع من قطعك؟ قالت: بلى. قال: فذاك لك".ثم قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "اقرؤا إن شئتم: {فهل عسيتم إن توليتم أن تفسدوا في الأرض وتقطعوا أرحامكم. أولئك الذين لعنهم الله فأصمهم وأعمى أبصارهم. أفلا يتدبرون القرآن أم على قلوب أقفالها".

“Allah, mahlûkatı yaratıp bunların takdiratını tamamlayınca, akrabalık ayağa kalkarak: (Ya Rabbi!) Burası, akrabalık münasebetlerini kesmekten sana                        

SORULAR VE CEVAPLAR:

1- Günahkâr Akrabalara Sıla-i Rahim Yapılır mı?

Bazıları, günahkâr akrabalara yapılan sıla-i rahimi yanlış anlamakta ve onlara yapılan sıla-i rahimin, onlarla karşılıklı muhabbet ve sevgi beslemek, birlikte oturup-kalkmak, yeyip-içmek ve birbirini övmek olduğunu sanmaktalar. Bu doğru değildir.

Bilindiği gibi İslam günahkâr, hatta kâfir akrabalara iyilik yapmayı engellemez. Buna delalet eden ayette Allah celle celaluhu şöyle buyuruyor :

Allah, sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah, âdil davrananları sever.

| Mümtehine Suresi / 8. Ayet Meali

Hz.Ebu Bekir radıyallahu anh’in kızı Hz.Esma radıyallahu anha da Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e, “Annem benimle görüşmeyi umarak buraya gelmiş. Onunla görüşeyim mi?” diye sormuş, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem : “Evet, annenle görüş” buyurmuştur.

Ancak bu, kafirlerle ve fasıklarla karşılıklı muhabbet ve sevgiyi, onlarla oturup kalkmayı, yeyip içmeyi gerektirmez. Allah celle celaluhu şöyle buyurmuştur :

Allah’a ve ahiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi soy-sopları olsalar bile, Allah’a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi beslediğini göremezsin.

| Mücadile Suresi / 22. Ayet Meali

İmam İbn Kesir, bu ayet-i kerimenin tefsirinde “Yani: Onlar Allah’a düşmanlık besleyenlere akrabaları bile olsalar, muhabbet beslemezler” demiştir.

Bilakis bu kimselerle sıla-i rahim, onları cehennemden uzaklaştırmaya ve cennete yaklaştırmaya çalışma şeklinde olmalıdır. Bu yüce hedefi ve büyük gayeyi gerçekleştirmek onlarla ilişkiyi tamamen kesmeyi gerektirirse, o durumda asıl sıla-i rahim ilişkiyi kesmekle olur. Bu hususta İmam Ebi Hamza şöyle demiştir:

Eğer akrabalar kafir veya facir iseler onlarla ilişkiyi kesmek sıla-i rahimin ta kendisidir. Ancak önce vaaz ve nasihatte büyük gayret ortaya koymak, sonra bunda ısrar ettiklerinde ilişkiyi kesmenin sebebinin haktan uzak durmaları olduğunu duyurmak şartıyla. Bundan sonraki sıla-i rahim de dosdoğru yola dönmeleri için gıyaplarında dua etmekle olur ve bu sorumluluk ondan hiçbir zaman düşmez.

Rabbimizin, bizlere ayetlerinde bildirdiği, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in de hadis-i şeriflerinden anladığımız üzere, sıla-i rahimin önemi İslam’da çok büyüktür. Sıla-i rahim yapmak; Allah’ın gözetiminde olmaya, Cennet’e girmeye, rızkın artmasına ve ömrün uzamasına vesile olan bir ameldir. Ayrıca sıla-i rahimin tam tersi olan kat-i rahim (akrabalık bağlarını kopartma) ise Allah’ın lanetine, cehenneme girmeye ve kötü muameleye neden olur.

2- Sıla-i rahimin ne kadar önemli olduğunu az çok bilen bir insanım. Dedikodumu yapan, asılsız şeylerde adımı kullanan babaannemi ve halamı ziyaret etmek istemiyorum. Sıla-i rahimi bu durumda terk edebilir miyim? Bu ortamda hiçbir şekilde bulunmak istemiyorum. Kalbimi karartıp beni öfkeye itiyorlar. Babaannem ve halam gayet akli başında ama aklini fitneye ve gıybete yoran insanlar. Babamın da uzak ve yakın akrabalara dedikodusunu yapıyorlar; asılsız ve hak olmayan şeyler söylüyorlar. Bu durum karşısında bir bayan olarak nasıl davranmalıyım?

Hiçbir haram tehlikesinin olmadığı yer yoktur. Muhakkak haram riski taşır bulunduğumuz yerler. Bizim vazifemiz bile bile harama bulaşmaya karşı tedbirli olmaktır. Sizin yapmanız gereken şudur:

a- Hiçbir şekilde haram olan gıybete ve benzeri şeylere bulaşmayacaksınız.
b- Yaşınıza ve konumunuza uygun tepkinizi de göstereceksiniz.
c- Sılayırahimi de yapacaksınız. Eğer yüzde yüz harama batma gibi bir duruma neden oluyorsa sılayırahimi o anda terk edebilirsiniz. Konum düzelince tekrar devam edersiniz. Bu bir dakikalık bir kesme de olabilir bir aylık da

3- Akrabalarımın yarısından fazlası benim değerlerime, kutsallarıma yanımda iken neredeyse sövüyorlar. Hatta geçtiğimiz kurban bayramında Şeriat’a sövdüler, çok yakın akrabalarım bunlar. Benim de sesimin çıkması lazım ama ilmim yok, buğz ediyorum ancak. Bu akrabalarımı ziyaret etmem doğru mu? Akrabayla ilişiği kesmeyin diyor dinimiz ama bunlar da böyle akrabalar, ne yapmalıyım?

Akraba ve sıla-i rahim önemlidir, dinin korunmasını istediği bağlardandır ama dinin kendisi onlardan daha değerlidir. Dinimize zarar gelebilecek bir ilişkiyi sürdüremeyiz. Dininiz açısından bakın konuya; sakınca hissettiğinizde uzak kalın, uzak durun.

4- Orta halli bir küçükbaş (koç) kurban edecek kadar param var. Eşimin anne babası başka bir şehirde yaşıyor. Uzun zamandır yüz yüze görüşme imkanları da olmadı. Dolayısıyla (bayramın da etkisiyle) bir hasret var. Acaba, paramı (eşimden dolayı) kayınpeder-kayınvalide ziyareti için kullanmam uygun olur mu?

Kesinlikle sıla-i rahimi tercih edin. Onlarca kurbandan daha iyisini yapmış olursunuz.Allah’a emanet olun.

5- Dinimizin akraba ziyaretlerine çok önem verdiğini, sıla-i rahimi kesmemek gerektiğini biliyorum. Ancak şu zamanlarda çok yaygın olan bir manevi hastalığın içine düşmüş durumda toplumumuz. Gıybet. Ve bu çok normalmiş gibi geliyor. İşte şu zamanda yapılan akraba ziyaretlerinde çoğunlukla “bu böyle yaptı, bu böyle dedi, bu böyle, şu şöyle” diye gıybet yapılıyor. Her ortamda seste çıkaramıyorsun yapmayın diye. Bu durumda insan daha çok günahkâr oluyor. Çünkü ‘Gıybeti dinleyen de günahına ortaktır.’ Bu durumda ne yapmamız gerekiyor? Cevabınız için şimdiden teşekkürler. Allahu Teâlâ sizden razı olsun..


Kuralımız şudur: Bir işi yaparken, o iş bir emir bile olsa açık bir haram işleyeceksek onu yapmayız. Sılayı rahim bizi bir harama kaydıracak ve biz de onu önleyemeyeceksek, sılayı rahimi terk ederiz. Yeter ki başka bir bahaneye bunu alet etmiş olmayalım. Bir de, haramları önlemek için mücadele etmemiz de gerekir. Önleme imkânımız yoksa yapacağımız budur.

6- Selamünaleyküm hocam. Akraba ile ilişkilerde sılayı rahim Allah’ın emri olduğunu biliyoruz. Bu sebeple benim babamın anne tarafımla araları bozuk konuşmuyorlar. Anneminde bizimde anne tarafımızla ilişkimizi kesti gitmeyeceksiniz görüşmeyeceksiniz hatta yolda görseniz yolunuzu çevireceksiniz görmeden geçeceksiniz yoksa hakkımı helal etmem diyor. Bize yardımcı olur musunuz bu konuda babam kendi hakkını oraya koyuyor ne yapmamız lazım?

Selamünaleyküm, Babanızın gazabını çekecek işleri yapmadan farz olan sıla-ı rahimi sürdürebilirsiniz.

7- Akrabalarımla aynı apartmanda oturuyoruz; halam, amcam ve babaannemle. Ama sürekli bize sıkıntı veriyorlar; hakkımızda konuşuyorlar ve bize sıcak davranmıyorlar. Annem kafasına çok takıyor; bunu yaptılar, şunu ettiler diye sürekli söyleniyor. Babam artık evden taşınmayı bile düşünüyor. Böyle olunca akrabalarıma karşı sevgim azalıyor, sıcakkanlı davranamıyorum onlara karşı. Ama surat da asmıyorum, mesafeliyim yani.Böyle davranmakla yanlış mı yapıyorum, günaha girer miyim?

Sıla-ı rahim, dini değerlerimizdendir. Namaz gibi o da Allah’ın emirlerindendir. Şu kadar ki, şahsiyetimizi eritecek, bizi zorluklara itecek bir ilişki de mecburi değildir. Akrabalığımızın kıymetini bilmeyen, bizi kulluğumuzda sıkıntılı duruma düşüren şahsiyetlere karşı ise seviyeli bir tavır göstermemizde sakınca yoktur. Zira sılayırahim, zoraki sevmek, haftada bir ziyarete gitmek değildir. Sıla-i rahim, bağın kopmaması için asgari gerekleri yapmaktır. Selamı kesmeyin. Hastalıkla ve cenaze ile ilgilenin. Menfi konuşmalar yapmayın. Gıybet etmeyin, ettirmeyin. Gerginliği zamana yayarak azaltın… Bunlar yeter. Bunlardan sonra da belli bir seviyede mesafeli davranmanız hakkınızdır. Durumun düzeldiğini hissettiğinizde siz de mesafeyi yeniden ayarlarsınız.


8- Kadın kocasından izin almadan anne babasını ziyaret edebilir mi? 

Kadın anne babasını ziyaret edecek olursa öncelikle kocasından izin istemelidir. Bu izin ne zaman gideceği orada ne kadar kalacağı konusundadır. Şayet kocası hiç izin vermiyorsa o halde kadın izin almadan gidebilir. Yoksa kadın tamamen serbest hareket edebilir diye bir durum söz konusu değildir.                        

Peygamber Efendimiz de bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: “Hayırlar içerisinde sevabı en çabuk olanı, iyilik yapmak ve akraba ziyaretinde bulunmaktır. Şerler içerisinde cezası en çabuk olanı ise, zulmetmek ve akrabalarla alakayı kesmektir.”

Sıla-i rahim, ziyaret edene de edilene de pek çok faydalar sağlayan bir davranıştır. Sıla-i rahim yapıldıkça manevî bağlar kuvvetlenir, ilişkiler düzelir, muhabbet ve sevgi artar, aradaki kin ve düşmanlıklar sona erer, kalplerdeki bencillik ve yalnızlık duyguları da ortadan kalkar.      

Nitekim Peygamber Efendimiz şöyle buyururlar:

“Nesebinizden sıla-i rahim yapacaklarınızı öğrenin (Yani yakın akrabalarınızı tanıyın). Zira sıla-i rahim, akrabalarda sevgi, malda bolluk, ömürde uzamadır.”

Akrabalık bağlarına önem vermenin bir diğer güzelliği de insanı, Allah Teâlâ’nın muhabbetine eriştirmesidir. Bir Kutsi hadiste şöyle buyrulur:

“Akraba ve dostlarıyla irtibatını kesmeyenlere ve Ben’im için ziyaretleşenlere benim de muhabbetim hak olmuştur.”

Peygamber Efendimiz de: “Akrabasıyla ilgiyi kesen (cezasını çekmeden veya affedilmeden) cennete giremez” buyurmuştur.

Ömrümüzü bereketlendiren, sevgiyi arttıran, rızkımızı bollaştıran, Allah’ın sevgisini ve rızasını kazandıran, bencilliği körelten, yalnızlığı ve terk edilmişliği gideren sıla-i rahimi her vesileyle çokça yapalım. Akrabalarımızın bizi ziyaret etmediklerinden yakınmak yerine, biz gidip onlarla irtibat kuralım.

Unutmayalım ki, Allah Resulü şöyle buyurmuştur:

 “Akrabadan gelen iyiliğe dengiyle karşılık veren kimse, tam manasıyla akrabasına sıla etmiş değildir. Gerçek sıla, kendisiyle ilgiyi kesenleri görüp gözetmektir.”

Bir başka hadisinde de “Rahm, arşa tutunmuş, akrabalık Arşın Rabb’ine sığınmış ve şöyle demiştir: Beni görüp gözeteni, Allah gözetsin! Benimle ilgiyi kesenden de Allah rahmetini kessin!”buyurmaktadır.

O halde bu bayramı vesile bilerek akrabalık bağlarını koruyup güçlendirelim
Ey Rabbimiz; Bu bahsimizi okuyan kardeşlerimden; bu sıla-i rahim konusunda sıkıntısı olanlar varsa sen onların bu konudaki sıkıntılarını gider ve bu imtihandan başarıyla çıkan kullarından eyle.Bu bahsi okuyan kardeşlerimi burdaki müjdelere lâyık ve  burda anlatılan  azaplardan ve cezalardan emin eyle.
Sen bu meselenin önemini hepimize  idrak ettir. Okuyup da geçenlerden eyleme. Bizi kötü ,anlayışsız ve sömürmeye çalışan akrabalarımızın kötülüklerinden fitnelerinden ve belalarından koru.
 SENİN RIZAN İÇİN KENDİMİZİ YENMEYİ VE GÜÇLÜ OLUP,
 BU RAMAZANDA RIZANA ERİP, CEHENNEMDEN ÂZÂD EDİLMİŞ KULLARINDAN OLMAYI 
BİZLERE DE NASİP EYLE.
AMİN  AMİN  AMİN.......
Dinimiz din kardeşi ile küs durmayı yasaklarken öz kardeşlerin her ne sebep olursa olsun dargın durmaları asla caiz değildir.
Lutfen kendimize gelelim ve tüm alıcılarımızı açarak bu SILA-İ RAHİM bahsini okuyalım ve unutmayalım ki ilk selamı veren kâr ve kazançdadır.
Allah yardımcımız olsun.Eğer bu konuda bu bahsin bizlere ufacık da olsa faydası olduysa ne mutlu.
 ..Ey Rabbimiz sen övgüye ve şükre lâyıksın.sana sonsuz hamdü senalar olsun ki bize de öğrenmeyi NASİP ettin uygulamayı da NASİP et. AMİN