( Nouman Ali Khan kimdir ? )
( son mucize 1 )
( son mucize 2 )
( son mucize 3 )
Allah(c.c) Bakara suresi 261.ayette kelimenin süper çoğul halini kullanırken ,Yusuf suresi 43.ayette ise kelimenin normal çoğul halini kullanıyor.İki ayeti inceleyelim ve neden böyle tercih ettiğini anlamaya çalışalım.
Bakara suresi 261.ayette Allah (c.c) şöyle buyuruyor;
Meselullezîne yunfikûne emvâlehum fî sebîlillâhi ke meseli habbetin enbetet seb’a senâbile fî kulli sunbuletin mietu habbetin, vallâhu yudâifu li men yeşâu, vallâhu vâsiun alîm(alîmun).
مَّثَلُ الَّذِينَ يُنفِقُونَ أَمْوَالَهُمْ فِي سَبِيلِ اللّهِ كَمَثَلِ حَبَّةٍ أَنبَتَتْ سَبْعَ سَنَابِلَ فِي كُلِّ سُنبُلَةٍ مِّئَةُ حَبَّةٍ وَاللّهُ يُضَاعِفُ لِمَن يَشَاء وَاللّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
Meselullezîne yunfikûne emvâlehum fî sebîlillâhi ke meseli habbetin enbetet seb’a senâbile fî kulli sunbuletin mietu habbetin, vallâhu yudâifu li men yeşâu, vallâhu vâsiun alîm(alîmun).
"Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tohum gibidir. Allah, dilediğine kat kat verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir."
Ayetin içeriği şu ki; Allah yolunda harcayanların durumu için; bir taneden yedi tane her birinde yüzer tane tohum olan bir örnek veriyor.Matematiksel olarak 7*100 oluyor ve Allah 'ın hesabı da bunun üstüne ilave edilip dilediğine kat kat verir diyerek ayet devam ediyor.Bu hesabın insanın aklının alabileceğinin de ötesinde bir hesap olduğunu anlıyoruz ki bu durumda bunu ifade ederken kelimenin normal çoğul hali mi yoksa , süper çoğul hali mi anlamı kuvvetlendirir.?Azdan çoğa giden bir cümle yapısı için en doğru kullanım tabiki kelimenin süper çoğul halini kullanmaktır.
Yususf suresi 43.ayette ise Allah (c.c) şöyle buyuruyor;
Ve kâlel meliku innî erâ seb’a bakarâtin simânin ye’kuluhunne seb’un icâfun ve seb’a sunbulâtin hudrin ve uhara yâbisât (yâbisâtin), yâ eyyuhâl meleu eftûnî fî ru’yâye in kuntum lir ru’yâ ta’burûn(ta’burûne).
وَقَالَ الْمَلِكُ إِنِّي أَرَى سَبْعَ بَقَرَاتٍ سِمَانٍ يَأْكُلُهُنَّ سَبْعٌ عِجَافٌ وَسَبْعَ سُنبُلاَتٍ خُضْرٍ وَأُخَرَ يَابِسَاتٍ يَا أَيُّهَا الْمَلأُ أَفْتُونِي فِي رُؤْيَايَ إِن كُنتُمْ لِلرُّؤْيَا تَعْبُرُونَ
Ve kâlel meliku innî erâ seb’a bakarâtin simânin ye’kuluhunne seb’un icâfun ve seb’a sunbulâtin hudrin ve uhara yâbisât (yâbisâtin), yâ eyyuhâl meleu eftûnî fî ru’yâye in kuntum lir ru’yâ ta’burûn(ta’burûne).
"Ben rüyamda yedi semiz ineği, yedi zayıf ineğin yediğini; ayrıca yedi yeşil başak ve yedi de kuru başak görüyorum.Ey ileri gelenler! Eğer rüya yorumluyorsanız, rüyamı bana yorumlayın” dedi."
Bu ayette bahsi geçen rüyanın tabiri için tefsirlerde "yedi iyi yıl ve yedi kötü yıl geçireceksiniz" deniyor.Yani yedi iyi yıl size sınırsız kaynaklar mı verir yoksa sınırlı kaynaklar mı verir? Tabiki sınırlı kaynaklar verir neden? çünkü peşinden gelecek yedi kötü yıla hazırlık yapabilmek için kaynaklarınızı dikkatli kullanmalı ve israf etmeyip hatta bazılarını saklamalısınız.Yedi başak konusunda da dikkatsiz davranamazsınız çünkü o da gittikçe azalacak hatta gün gelecek kurumuş olacak,bu durumda ayette geçen kelimeler için kuvvetlilik durumu mu yoksa zayıflık durumu mu söz konusu?Tabiki zayıflık durumu söz konusu ve bu bağlamda olan kelimenin normal çoğulunu kullanıyor.Bu açıklamalardan sonra toparlayacak olursak Allah (c.c) zayıf anlam için kelimenin normal çoğulu olan " sumbulaat" , güçlü anlam içinse "senabil" i kullanıyor.
Aynı kelime ve aynı sayı içeren bu ayetlerden Yusuf suresi 43.ayet Mekke'de ,Bakara suresi 261.ayet ise Medine'de nazil olmuş.Yani Peygamber efendimiz'in (s.a.v) bu ayetleri insanlara tebliğ etmesi arasında da yıllar var.
Dikkatinizi çekmek istediğim şey şu ki ;
Peygamber efendimiz Kur'an'ı yazmış diye ithamda bulunanlar için çok güzel bir örnek teşkil ediyor bu iki ayet ;yıllar önce açıkladığı bir konu için düşünüp kullandığı kelimeyi yıllar sonra başka bir cümlede daha iyisi bu olur diye düşünüp kullanmış olabilir mi?Biz insanlar bunu yapabilir miyiz?Subhanallah!
Aynı kelime ve aynı sayı içeren bu ayetlerden Yusuf suresi 43.ayet Mekke'de ,Bakara suresi 261.ayet ise Medine'de nazil olmuş.Yani Peygamber efendimiz'in (s.a.v) bu ayetleri insanlara tebliğ etmesi arasında da yıllar var.
Dikkatinizi çekmek istediğim şey şu ki ;
Peygamber efendimiz Kur'an'ı yazmış diye ithamda bulunanlar için çok güzel bir örnek teşkil ediyor bu iki ayet ;yıllar önce açıkladığı bir konu için düşünüp kullandığı kelimeyi yıllar sonra başka bir cümlede daha iyisi bu olur diye düşünüp kullanmış olabilir mi?Biz insanlar bunu yapabilir miyiz?Subhanallah!
Allah(c.c) tek bir kelimeyi bile nasıl özel kılıp ne güzel bir anlamla tarif ediyor değil mi?
Şimdi size tekil,çoğul ve süper çoğul ile ilgili bir başka örneği anlatmak istiyorum.Muhtemelen bildiğiniz bir kelime " niğme" çevirisi genelde "nimet" olarak yapılıyor.
tekil hali...> niğme
çoğul hali...>en'um
süper çoğul hali...>ni'am
Allah (c.c) Kur'an'da tek bir defa "en'um" ve tek bir defa "ni'am" kelimesini kullanmış.Çevirisini okuduğunuzda ise bu farkı anlayamazsınız çünkü,her iki kelime de "nimetler" olarak çevriliyor.Yani iki kelime arasında fark yokmuş gibidir.Şimdi ilk ayetimizi inceleyelim;
Allah (c.c) Nahl suresi 121.ayette şöyle buyuruyor;
شَاكِرًا لِّأَنْعُمِهِ اجْتَبَاهُ وَهَدَاهُ إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ
Şâkiran li en’umihî, ictebâhu ve hudâhu ilâ sırâtın mustekîm(mustekîmin).
"O’nun nimetlerine şükreden bir önderdi. Allah, onu seçmiş ve doğru yola iletmişti."
Ayette geçen "en'umihi" kelimenin normal çoğulu kullanıldığı için Hz.İbrahim'in (a.s) birkaç nimet için şükrettiğini anlıyoruz ancak, Hz. İbrahim'in sayısız nimetler için şükrettiğini hepimiz biliyoruz.Peki bu cümlede Allah (c.c) neden kelimenin normal çoğulunu kullanmış olabilir? bir gariplik yok mu?diye de düşünüyor insan. Yani Allah (c.c) sayısız nimet için şükrettiğini belirtmek isteseydi "şakiran li ni'amihi" diye buyuramaz mıydı? Tabiki buyurabilirdi ancak,yukarıdaki örnekte olduğu gibi Allah(c.c) tek bir kelimeyi bile özel kılıp anlamını doğru verebilmek için insanın yapamayacağını yaparak bize ayetleriyle de büyüklüğünü ,benzersizliğini göstermeye çalışıyor.Şimdi bu ayetteki güçlü dersi anlatayım sizlere;
Hz. İbrahim (a.s) gibi baştan sona Allah' a (c.c) şükretseniz bile -ki bu şekilde şükredebilecek nadir insanlardan da olsanız- hayatınızın sonunda Allah'ın size verdiği nimetlere bakacak olduğunuzda sayısız nimetlerine kıyasla ancak bir kaç nimetine şükredebileceğinizi fark edersiniz.Biz insanlar,Allah'ın (c.c) verdiği nimetlerin sayısınca şükredebilme kapasitesine sahip değiliz.Hayatımın sonunda geriye baktığımda tüm hayatım şükretmekle dahi geçmiş olsa ancak birkaç nimet için şükretmiş olacağım.Yani şükredebildiklerimi ifade edebilmem için ancak kelimenin normal çoğul hali olan "en'um" kelimesi karşılık gelebilir, süper çoğul hali olan "ni'am" kelimesi karşılığı değildir.Aslında insanların çoğu tek bir nimet için bile Allah'a (c.c) yeterince şükredebilmiş sayılmaz.Bu cümlemin Kur'an'daki karşılığı İbrahim suresi 34.ayettir.Allah şöyle buyuruyor;
Ve âtâkum min kulli mâ seeltumûhu, ve in teuddû ni’metallâhi lâ tuhsûhâ,innel insâne le zalûmun keffâr(keffârun).
"O, istediğiniz şeylerin hepsinden size verdi. Eğer Allah’ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız. Şüphesiz insan çok zalimdir, çok nankördür."
Gözümüz olduğu için,elimiz ,ayağımız ,ayak parmaklarımız olduğu için ,döndürebildiğimiz bir dilimiz olduğu için,nefes alabildiğimiz için Allah'a (c.c) tam olarak şükredemeyiz.Nimetlerin değerini sınırlı tasavvurumuzla ancak tahmini olarak faydasını anlayabiliriz.Bizler bir nimetin değerini bilemez,yeteri kadar şükredemezken Hz.İbrahim (a.s) bir kaç nimet için şükredebilmiş olması ise muazzam bir durum.Bu Hz.İbrahim 'in (a.s) ne kadar şükredebildiğinin de delilidir.Bir diğer örnek Lokman suresi 20.ayette Allah'u Teala şöyle buyuruyor;
Elem terav ennallâhe sahhara lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı ve esbega aleykum niamehu zâhiraten ve bâtıneten, ve minen nâsi men yucâdilu fîllâhi bi gayri ilmin ve lâ huden ve lâ kitâbin munîr(munîrin).
"Göklerde, yerde ne varsa hepsini Allah’ın sizin hizmetinize verdiğini ve açıkça yahut gizlice üzerinizdeki nimetlerini tamamladığını görmediniz mi? Yine de insanlar arasında, hiçbir bilgisi, yol göstericisi ve aydınlatıcı bir kitabı olmadan Allah hakkında tartışıp duranlar vardır."
Bu ayette Allah bizlere sunduğu nimetleri için -açıkça veya gizlice olan nimetler için- birkaç tane nimetinden mi bahsediyor ? yoksa sunduğu nimetlerinin sınırsız sayıda olduğundan mı bahsediyor ? Tabiki sınırsızlığından bahsediyor ve daha önce de söylediğim şeyi tekrarlamak istiyorum;Allah(c.c) tek bir kelimeyi bile özel kılıp anlamını doğru verebilmek için yani sınırsız olan nimetleri için kullanacağı kelime için süper çoğulunu seçiyor. Yani " en'um " yerine "niam" kelimesini kullanarak güçlü bir ifade sağlamış oluyor.
Bu bahsettiğim ayetlerin nazil olma tarihleri birbirine yakın değil,aralarında yıllar var.Ve Kur'an'da da aralarında sayfalar var.Size bir soru sorayım bu soruyu düşünmenizi istiyorum;
Konuşurken hangi kelime daha güçlü veya daha mükemmel olur yani ifademin tam karşılığı hangisi olur diye kayıt altına alır mısınız?
Bizler,sizler yani tüm insanlar için bu imkansız birşey ve Allah (c.c) bu imkansızlığı Kur'an'ı kerim'de tek bir kelimeyi çeşitli şekillerde kullanarak mükemmelliğini ,her olumsuzluktan münezzehliğini bizlere ispatlıyor.Subhanallah!
Sizler bu örnekleri düşünürken ,düşüncelerinizde daha da derinleşebilmeniz için ,Allah'ın (c.c) kelimelerinin şahaneliği ve olağanüstülüğüyle ilgili bir başka örneğimi anlatmak istiyorum.
(devam edeceğim inşallah)
وَآتَاكُم مِّن كُلِّ مَا سَأَلْتُمُوهُ وَإِن تَعُدُّواْ نِعْمَتَ اللّهِ لاَ تُحْصُوهَا إِنَّ الإِنسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ
Ve âtâkum min kulli mâ seeltumûhu, ve in teuddû ni’metallâhi lâ tuhsûhâ,innel insâne le zalûmun keffâr(keffârun).
"O, istediğiniz şeylerin hepsinden size verdi. Eğer Allah’ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız. Şüphesiz insan çok zalimdir, çok nankördür."
Gözümüz olduğu için,elimiz ,ayağımız ,ayak parmaklarımız olduğu için ,döndürebildiğimiz bir dilimiz olduğu için,nefes alabildiğimiz için Allah'a (c.c) tam olarak şükredemeyiz.Nimetlerin değerini sınırlı tasavvurumuzla ancak tahmini olarak faydasını anlayabiliriz.Bizler bir nimetin değerini bilemez,yeteri kadar şükredemezken Hz.İbrahim (a.s) bir kaç nimet için şükredebilmiş olması ise muazzam bir durum.Bu Hz.İbrahim 'in (a.s) ne kadar şükredebildiğinin de delilidir.Bir diğer örnek Lokman suresi 20.ayette Allah'u Teala şöyle buyuruyor;
أَلَمْ تَرَوْا أَنَّ اللَّهَ سَخَّرَ لَكُم مَّا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَأَسْبَغَ عَلَيْكُمْ نِعَمَهُ ظَاهِرَةً وَبَاطِنَةً وَمِنَ النَّاسِ مَن يُجَادِلُ فِي اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَلَا هُدًى وَلَا كِتَابٍ مُّنِيرٍ
Elem terav ennallâhe sahhara lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı ve esbega aleykum niamehu zâhiraten ve bâtıneten, ve minen nâsi men yucâdilu fîllâhi bi gayri ilmin ve lâ huden ve lâ kitâbin munîr(munîrin).
"Göklerde, yerde ne varsa hepsini Allah’ın sizin hizmetinize verdiğini ve açıkça yahut gizlice üzerinizdeki nimetlerini tamamladığını görmediniz mi? Yine de insanlar arasında, hiçbir bilgisi, yol göstericisi ve aydınlatıcı bir kitabı olmadan Allah hakkında tartışıp duranlar vardır."
Bu ayette Allah bizlere sunduğu nimetleri için -açıkça veya gizlice olan nimetler için- birkaç tane nimetinden mi bahsediyor ? yoksa sunduğu nimetlerinin sınırsız sayıda olduğundan mı bahsediyor ? Tabiki sınırsızlığından bahsediyor ve daha önce de söylediğim şeyi tekrarlamak istiyorum;Allah(c.c) tek bir kelimeyi bile özel kılıp anlamını doğru verebilmek için yani sınırsız olan nimetleri için kullanacağı kelime için süper çoğulunu seçiyor. Yani " en'um " yerine "niam" kelimesini kullanarak güçlü bir ifade sağlamış oluyor.
Bu bahsettiğim ayetlerin nazil olma tarihleri birbirine yakın değil,aralarında yıllar var.Ve Kur'an'da da aralarında sayfalar var.Size bir soru sorayım bu soruyu düşünmenizi istiyorum;
Konuşurken hangi kelime daha güçlü veya daha mükemmel olur yani ifademin tam karşılığı hangisi olur diye kayıt altına alır mısınız?
Bizler,sizler yani tüm insanlar için bu imkansız birşey ve Allah (c.c) bu imkansızlığı Kur'an'ı kerim'de tek bir kelimeyi çeşitli şekillerde kullanarak mükemmelliğini ,her olumsuzluktan münezzehliğini bizlere ispatlıyor.Subhanallah!
Sizler bu örnekleri düşünürken ,düşüncelerinizde daha da derinleşebilmeniz için ,Allah'ın (c.c) kelimelerinin şahaneliği ve olağanüstülüğüyle ilgili bir başka örneğimi anlatmak istiyorum.
(devam edeceğim inşallah)